16 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Hiç düşündünüz mü Allah niçin abdestin su ile alınmasını emretmişdir. Zeytinyağıyla abdest alın diyebilirdi. Abdest uzuvlarınıza hava üfleyin diyebilirdi. Yâhud her uzvunuzu ışığa tutun diyebilirdi. Yâhud başka bir yolla da abdest almamızı emredebilirdi. Öyle demiyor, su ile yıkayın diyor. Acaba bunun sırr-ı hikmeti nedir?
Meselenin iki vechesi var. Biri zâhir, biri bâtın yani biri açık, biri gizli. Zâhir olan vechesi, suyun hâssalarından bellidir. Su temizler, su serinletir, su ferahlatır, suda daha pek çok hâssalar vardır. Ayrıca su boldur, su bedavadır, su her yerde vardır, yer altından da çıkar, gökden de yağar, yeryüzünde de mebzûl mikdarda mevcûddur. Denizler, göller suyla doludur, her tarafda nehirler, çaylar, dereler akmakdadır.
Bunlar işin görünen kısmı yani suyun maddesiyle alâkalı olan husûslar. Bir de işin görünmeyen tarafı vardır ki o da şudur.
Suda sırr-ı hayât vardır. Çünkü su Cenâb-ı Hakk'ın Hayy esmâsının mazharıdır. Maddî hayâtın kaynağı su olduğu gibi, manevî hayat da suyla kâimdir. Günahlar, masiyetler, kötülükler, insanı helâk eden pislikler, mikroplar, virüsler gibidir. İnsanın vücûduna giren mikroplar, virüsler giderilmezse insanın ölümüne yol açabildiği gibi, günahlar ve kötülükler de temizlenmezse, insan önce hasta olur, sonra da ölür. Tabii bu hastalanma ve ölüm manevî olarak olur. Bu durumda hastalanan ve ölen insanın kalbidir. İşte abdest, insanı bu manevî mikroplardan, manevî virüslerden kurtarmak içindir. Yani abdest insanın manevi hayâtını temin eder, onu manen ölmekden kurtarır, kalbi dâimâ zinde ve dinç tutar. Abdestin su ile alınmasının sırr-ı hikmeti budur.