6 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Açılıcak kabr-i ten kaldıra dil bâş ü cân
Göre ki mahşer olmuş hayret içinde insân
Her ne sıfatla bunda mevsûf olursun âhir
Ol şekli cân bürünür eyle sözüm gel iz´ân
Nakş-ı hicâbı dilden pâk eyledinse ger sen
Bula gönül Hudâ’yı biline kevn ü mekân
Fi'lin eyâ hazretin uydu ise kavline
Ola enîsin dilâ anda Habîbü'r-Rahmân
Nefsin ile geceler eyle cihâd-ı ekber
Ola o gün destgîr lütf u keremle Sübhân
Her ne gelir nûş edüp zehr ise bil Hudâ'dan
Vire şerâb-ı gûş sana dilâ dîde-bân
Zikr-i Hudâ'yı dilden koma olunca sen kim
Ola sana hem-nişîn anda o gün 'âşıkan
Sakın harâma el sunma hınzîr olur derûnun
Hased iyi değildir şeklin olur soğulcan
İki yüzlü olanlar maymun olur yüzleri
Bulunmaz rahmet anlar oda yanar o her an
Dünyâyı terk etmeyen kelbe döner ey dedem
Halkı eden rencîde ola peleng ü arslan
Yiyüp yedirmeyenler eylediği cem'-i mâl
Onlar olur karınca yâhud olur tonuzlan
Halkı sokan dil ilen yılan çıyan olur bil
Ayı olur kend'özün büyük gören müselmân
Yiyüp içüp yatanlar tonbay olur şöyle bil
Katır olur ki sakın kizbi iden ferâvân
Zînet içün câmeler giyse eğer bir kişi
Tavus olur şekli kim ide tamuda cevelân
Kaplunbağı olurmuş baksa bir er gayriye
Filler olup lûtîler ola cehennem vatan
Mü'min isen mü'mine tutma sakın girü kin
Deve olup yürürsün mahşer içinde sekrân
Ol surudup gezenler zenbûr olur ekseri
Hırsı olan kişiler kurda döner ya sırtlan
Hakk'ı ferâmûş idüp oynayuben gülenler
Şekli döner hırreye dâim ider ol efgân
Ol kim ider zagallık keçi olur bilmiş ol
Pîşen olursa hîle tilki olur bî-gümân
Gâlib olan şehveti bir hâr olur yularsız
Ol kim ider bahillik zinhâr olur o şeytân
Eyleyüben müsâvî âdem etin yiyenler
Kartal olur ve hem mâr olur o günden 'ıyân
'İlm okıyup 'amelsiz gitsen eğer şöyle kim
Meyvesiz ağaç gibi durma cehennemde yan
Halka nasîhat verüp kendi sözün tutmayan
Bir kalaylı koz gibi içi çürük bir yalan
Hayırsız olup geceler olur âşûb-ı dâm dilin
Sansar olur sûreti ölse eğer ol hemân
Ölse münâfık kişi keklik olur kıl hazer
Kim tarîki inkâr iden olur gürûh-ı küfrân
Tevbe vü telkîn olup sonra ferâgat iden
Yüzü döner ardına anda ola bu nişân
Olmayanın hâli çün ma'nâ uğurlayanlar
Anlar olur ki zelîl kim değildir nüktedân
Ma'rifetim var deyu lâf u güzâf eyleme
Karga olur şöyle bil yâhud olur saksağân
Sâzını sâzendeler oynasalar çalsalar
Kanat katup öter ol harus olur ey civân
Fâidesiz endîşe pire olur bit olur
Çakal olurmuş sakın ölü için ağlayan
'İlmi eğer zâhidâ dünyâ içün okursan
Bir elif ögrenmedin maksadın otluk saman
Mağrûr olup mâlına mansıb alanlar bu gün
Devlete batdım sanır bir kuruca âd u sân
Menzil uzak sen yayan zâd u zahîren de yok
Kaddini lâm eylemiş hırs ile bâr-ı girân
Bu sözlerim derdmend sanma sakın söz değil
Mevt irişüp göresin her ne kim itdim beyân
Çün kim irer mahşere her ne ki vâr râfizî
Hâr oluben bilineler kavm-i yehûd bî-lisân
Ger olursa şeyh mürâî baykuş olur şöyle bil
Ana uyan sôfîler kuzgun olur ol hemân
Ger sana bu sözlerim hergîz eser itme
Taş damardan özün eyler oda durma yan
Ger bu sıfatlar dilâ ister isen gitmesin
Tevhîd ile rûz u şeb dök yaşını kana kan
Fehm idegör sözlerim mahşer içredir bular
Sanma sakın zâhirî dînini itme vîrân
Gerçi demiş niceler iş bu cihân içredir
Çek elini buradan itme anı sen îmân
Nakşî Nizâmoğlunun ta'bîrini hay idüp
Âb-ı hayât eyleyüp tertîb idüp kâmrân
Nakşî-i Akkirmânî
Kuddise Sırruh