17 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri aşkı ilân etdiği vakitde, Şeytan da aşka tâlib oldu ama ona vermediler. Âdem'e verdiler aşkı ki sevenler ve sevilenler âdem sıfatındadır. Âdem aşka tâlib olunca, Allahu Sübhânehû Teâlâ Hazretleri Âdem'e buyurdu ki, "Aşk gözyaşıdır. Aşk ağlamakdır. Aşk inlemekdir. Aşk bir cefâdır ama cefâ sûretinde safâdır". Dedi ki, "Yâ Âdem, sen cennetde bulunduğun müddetçe aşka tâlib olman mümkün olmaz. Zîrâ cennet sürûr, zevk, safâ yeridir. Cennetden çıkman lâzım. Aşka tâlibsen cennetden çıkacaksın". Yani rahatlığı terk edeceksin. Zîrâ âşıkın baş yasdığı dikendir. Yatağı ateşin közüdür. Âdem bu haberi alınca, şecere-i memnû'adan yani Allah'ın men' etdiği şeyden bundan dolayı yedi, cennetden çıksın da aşka sâhib olsun diye. Yoksa Allah mu'allim, Âdem müte'allim, ism-i Mudill'in mazharı olan Şeytan'ın sözüne kanıp ağaçdan yemedi. Ama zâhirde böyle oldu hâdisât. Zâhiri böyle, bâtını böyle. Tevrat'da olsun Kur`ân'da olsun zâhir manâlarında, hâdise böyle cereyân etmiş. Ama esrârı böyle. Buna ilm-i ledünn diyorlar. Zâhiri başka, bâtını başka. Zâhirde şerîâta muhâlif görünüyor, hakîkatde şerîata mutâbık.
Âdem Peygamber zâhirde gitdi ağaçdan yedi, hakîkatde aşka tâlib olmuşdu. Cennetde aşk memnû' idi. Neden? Çünkü aşkın nihâyeti serencâm, gözyaşı, mahzûniyyet, ağlamak ve sızlamak idi. Cennet dârü's-sürûrdur. İnsan hem rahatlık içerisinde hem aşkâ sâhib olamazdı, mutlaka bir çile çekmesi lâzımdı. Yoksa Şeytan Âdem'i kandırdı değil. Zâhirde böyle görünüyor, hakîkatde böyle. Allah mu'allim, Âdem Nebî ki, "وَعَلَّمَ اٰدَمَ الْاَسْمَٓاءَ كُلَّهَا ve alleme âdeme'l-esmâe küllehâ", Allah'ın bütün esmâlarına mâlik ve sâhib, o ilme hâmil olan Âdem kalkıp da Şeytan'ın sözüne nasıl kanabilir! O vakit dünyâ yüzünde hiç bir nebî kalmaz, hepsini Şeytan yoldan çıkarır. Ama zâhirde, Şeytan yılanın ağzına girdi. Yılan vâsıtasıyla cennete girdi. Hazret-i Âdem'i idlâl etdi ve o ağaçdan yedirdi. Zâhirde böyle görünüyor ama hakîkatde böyle. Hakîkatde Âdem'in aşka tâlib olmasının netîcesidir cennetden çıkması.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Aşk için cennet-i ef'âli terk eden, aşk ile Allah'a vâsıl olacakdır, mazhar-ı zât olacakdır yani cennet-i zâta girecekdir.
www.muzafferozak.com