3 Ekim 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Sevgili peygamberimiz, ağaç dikmeyi, orman yetiştirmeyi emretmişlerdir. Bizde de yaş kesenle baş kesenin iflâh olmayacağını ifâde eden güzel bir deyim vardır. Ormanlarımıza kıymayalım, ağaçlarımızı kesmeyelim, bilakis yeni yeni fidanlar dikelim, kollayalım, gözetelim, aşılayalım, cinsini ıslâh etmeğe çalışalım. İyi bilelim ki, her fidan amel defterlerimize sevâb olarak yazıldığı gibi, meyvesi olmasa dahî, altında oturup serinleyenler, hattâ dalına konan kuşlar bulundukça, sevâbı öldükden sonra da o ağacı dikenin defterine yazılmağa devam eder. Buna "sadaka-i câriye" yani "devam eden sadaka" denir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde "Bir mü'minin diktiği bir ağaçdan, insanlar, hayvanlar, kuşlar istifâde ettiği müddetçe, hâsıl olan bütün ecir ve sevâb o ağacı dikenin sadaka-i câriyesi olur" buyurmuşlardır.Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Ağaç dikme işini hafife almamalıyız. Gerekirse bunun için bir kânûn çıkarılmalı, yurt sathında yediden yetmişe herkes, mahalli idarelerin gösterecekleri yerlere birer fidan dikmeli, bunu bizzat kendi eliyle yapamayanlar da o fidanın bedelini ödemekle mükellef tutulmalıdır.Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Dünyâ üstünde ne kadar ağaç, nebât, çiçek, hayvan velhâsıl her ne varsa hepsi Cenâb-ı Hakk'ı tesbîh eder. Bunu bilen bir mü'min, değil ağaç kesmek, bir yeşil otu dahî koparamaz!