18 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İşte bu müttakîler, "يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ yü'minûne bi'l-gaybi", gayba îmân ederler. Gayb, bir mertebeye kadardır. Bir zaman gelir gayb perdeleri kaldırılır. Ne vakit ki ölmeden evvel ölünür, Allah'a teslîm olunur, her şeyi görürsün.
Âhiretin her bir remzi dünyâda bâkîdir ve cârîdir. Ne varsa âhiretde, Allah bir numûnesini dünyâya vermişdir ama görene, köre ne!
Meselâ ölümden sonra dirilmek. İşte rebî geliyor, ilkbahar. Ölü toprak dirilecek, ölmüş nebâtât, yerlerinden fırlayacak, fışkıracak, kalkacak, ortalığı yeşillendirecek, rengârenk. İnsanlar da böyledir, mahşer gününde. Hepimiz birer tohumuz. Bizi toprağa ekecekler, toprağın içerisine. Bu dünyâda ekdiğimiz tohum, altı ay sonra, yedi ay sonra yâhud üç ay sonra verecek, bizim öyle değil. Bizim ne kadar? İşte mâşâallah, kıyâmet gününde, her kabirde ekilen tohumlar ki biz tohumuz, içimizdeki nüvemiz, ma'nâmız meydana çıkacakdır. Ne taşıdık bugüne kadar dünyâ yüzünde? Nasıl dolaşdık? İçimiz başka dışımız başka mı?
www.muzafferozak.com