15 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Geçen gün bir kıssa anlatıyordum, birisi geldi, "Akıl bir nûrdur, bu akla sığmıyor" demesin mi! Ulan iş akılla olsaydı, ayağın altına mesh etmek lâzım gelirdi, kadına iki erkeğe bir verecekdik. İş akılla değil yalnız. Meshi üstüne veriyorusun, halbuki aklen olsa, altına vermek lâzım gelir, ayağını mesh etdiğin vakitde. Senin aklının ereceği şey değil o. Bu akıl, bir yere kadar gider o, akl-ı meâş, ondan sonra durur.Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Akıl, elbette lâzımdır, tekâlif-i ilâhiyye de akıl sâhiblerinedir ama akıl insânı maksûda götüremez. Akıl, insânı belli bir mertebeye kadar götürebilir. Akıl, ata benzer, at insânı denizin kenarına kadar götürür, orada durur, daha ileri götüremez. İşte akl-ı me'âş bu kadardır. Akl-ı me'âşdan öte, akl-ı me'âd vardır, akl-ı me'âddan sonra da aşk ve teslîmiyyet vardır. Kur`ân uğruna, Resûlullah uğruna aklını kurbân etmezsen, vuslat-ı ilâhîye nâil olamazsın. Vuslata erişmek için, aklı kurbân etmek lâzımdır.