Akl-ı Evvel Akl-ı Fa''âl Akl-ı Küll

4 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.

Resulullah

Büyük mürşidlerimizden İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri buyuruyorlar ki :

Rûh-ı Muhammed'e, sallallahu aleyhi vesellem, 'akl-ı evvel ve 'akl-ı fa''âl ve 'akl-ı küll derler. Zîrâ Rûh-ı Muhammed, aleyhi's-salâtü ve's-selâm, bilâ-madde ve bilâ vâsıta emr-i Bârî ile halk olunduğu için, 'akl-ı evvel tesmiye olunur. Ve cemî' eşyâ kuvvede olup, Rûh-ı Muhammed vâsıtasıyla fi'le geldiği için, 'akl-ı fa''âl tesmiye olunur. Ve cemî' eşyâ ondan tefassul edip, yine onda müctemi' olduğu için, 'akl-ı küll tesmiye olunur. Ve 'akl-ı evvel, 'ilm-i ilâhînin vücûdda teşekkülüne mahaldir. Zîrâ kalem-i a'lâdır. Ba'dehû 'ilm ondan levh-i mahfûza nâzil olunur. Zîrâ 'akl-ı evvel, levhin icmâlidir ve levh onun tafsîlidir. Bil ki 'âkl-ı evvel, 'ilm-i icmâlî-i ilâhînin tafsîlidir. Ve levh onun tebeyyün ve tenezzülü mahallidir. Ve 'akl-ı evvelde olan esrâr-ı ilâhî, levhe sığmaz. Nitekim 'İlm-i ilâhîde olan esrâr, 'akl-ı evvele sığmadığı gibi. İmdi, 'ilm-i ilâhî, ümmü'l-kitâbdır. Ve 'akl-ı evvel, imâm-ı mübîndir. Ve levh, kitâb-ı mübîndir. 
Ve ma'lûm ola ki, 'akl-ı evvel ve kalem-i a'lâ, nûr-ı vâhiddir. 'abde nisbetle 'akl-ı evvel tesmiye olunur ve Hakk'a nisbetle kalem-i a'lâ tesmiye olunur. Ve 'akl-ı evvel ki Muhammed aleyhisselâm Hazretlerine mensûbdur, Hakk Sübhânehû ve Teâlâ Cibrîl'i ondan halk eyledi. İmdi, Muhammed Cibrîl'in ebi ve cümle 'âlemin aslı oldu. Ve ma'lûm ola ki, Rûh-ı Muhammed'e vufûr-ı ta'akkulî olmakla 'akl-ı evvel denildi. Ve tecerrüdü olmakla rûh denildi. Ve sâhibü'l-kalem veyâhud tecellî ile münşak olmakla kalem denildi. Ve sadef-i mevcûdâtın cevheri olmakla, dürre denildi. Ve nûrâniyyeti i'tibârıyla nûr denildi. Ve sıfat-ı melekiyyesi olmakla, melek denildi. Ve ma'rifeti i'tibârıyla kalb denildi. Ve cüz'iyyâtı idrâki i'tibârıyla nefs denildi. Pes, bu esmâ-i muhtelife ile müsemmâ olan bir zâtdır ve cümlesi evveliyyet-i hakîkiyye ile muttasıfdır. Velâkin birbirinden bazı sıfat hasebiyle mümtâz olmuşlardır. Fefham.

'Akl-ı evvel ki Rûh-ı Muhammedî'dir, cemî' ervâh ondan istifâde-i feyz etmişlerdir. Ve 'âlem-i cism ve cismânî halkında dek ve ba'de'l-halk ilâ kıyâmi's-sa'ât ve ile'l-ebed bekâ-i ervâh ve nemâ-i ecsâm, onun hıfzına menût ve feyzine merbûtdur. Ve 'akl-ı evvelin hilâfeti ism-i bâtına râci'dir ki, müstahlifin esmâ ve sıfat ve nefsini hâvîdir. Ve 'alemde olan rûhu'l-hayât onunla mahfûzdur ki, nefesi nev-be-nev 'âleme sârîdir. Ve bu makâmdandır ki, ekâmil-i nâsdan nefes ve izin ahz ederler. Tâ ki ol nefes yüzünden rûh-ı zâtînin âsârı zuhûrâ gele. Zîrâ gavâşî-i kevniyye ile muhtefî olmuşdur.

Listeye geri dön