31 Ocak 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Akıldan bahsetmişken, söylemeden geçemeyeceğim. Akıllılar öyle akla zarar işler yapdılar ve yapmaya da devâm ediyorlar ki akılsızlar yapmaz, yapamaz. Halbuki herkes akla çok kıymet verir, aklı çok diye hürmet eder, makâm verir, mevki verir, para verir.
Bir iki misâl vereceğim, bana hak vereceksiniz.
Gıdâ maddeleri üzerinde yapılan sözümona bilimsel çalışmalar, dünyâ çapında büyük bir felâkete sebeb olmuşdur. Zîrâî ilaç kullanımı, genetiği değiştirilmiş tohumlar, hormon kullanımı, yapay katkı maddeleri, gıda boyaları ve daha neler neler. Bunların hepsi kaş yapayım derken göz çıkarmak kabîlinden büyük zararlara sebeb olmuşdur. Bu çalışmaların yegâne faydası, üç beş kapitalistin daha çok zenginleşmesinden ibâretdir. Zararları ise saymakla bitmez. Toprağın kirlenmesi, suyun kirlenmesi, kansere kadar varan hastalıklar, daha neler neler. Bu felâkete sebeb olanlar, câhil değil, akılsız hiç değil, bilakis en bilgili, en akıllı insanlar bunlar.
Diğer mesele deterjanlar. Sözümona temizlik maddeleri bunlar. Şu büyük tezada bakınız ki, deterjanlar kendileri pis. Hem de öyle böyle pis değil, gûyâ temizledikleri şeylerden bin kat daha pis bunlar. Akarsuları kirleten, denizleri mahveden, bulaşdıkları tabak çanak yâhud giysiler vâsıtasıyla insana zarar veren, alerjiden kansere kadar türlü türlü onulmaz derde sebeb olan vahşî maddeler bunlar. Peki bunları geliştiren, üreten, satan ve hattâ kullananlar akılsız mı, soruyorum size.
Üçüncü misâl, otomobil. Kapitalizmin medâr-ı iftihârı, herkesin gönlünde taht kuran, olmazsa olmaz medeniyet ölçüsü, hürriyetin, bağımsızlığın sembolü otomobilden bahsediyorum. Aslında tam bir felâketdir otomobil denilen şey. Üretimi ayrı belâ, kullanımı ayrı belâ, hurdası ayrı belâ, yolları yapmak için harcanan paralar, kesilen ağaçlar, daha neler neler. Tam bir çevre felâketidir otomobil. Benzini ayrı kirletir, lastiği ayrı kirletir, frenleri ayrı kirletir çevreyi. Hürriyet vaadiyle kandırır, esârete düşürür insanı. Çünkü trafik belâsı ayrı, park yeri belâsı ayrı, masraf belâsı ayrı. Kazancımızın önemli bir kısmını yutan bir canavar değil de nedir otomobil. 365 gün 24 saat esasına göre bir verimlilik hesâbı yapılsa, insanın aklı şaşar. Çünkü çoğu insan günde en fazla bir iki saat kullanır arabasını, bazısı haftada bir iki saat. Çoğu araç kapıda durur, vergisi ödenir, sigortası yapılır ve devamlı değeri düşer. Akıl kârı mıdır bu?
Bunlar gibi yüzlerce misâl verebiliriz. Sözü uzatmayalım. Hâsılı demek istediğim şu ki akıl ürünü zannetdiğimiz şeylerin çoğu akılsızcadır, yanlışdır, faydasızdır hattâ zararlıdır. Yani akla pek güvenmemek gerekir. Nitekim Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîminde, "وَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـًٔا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْۚ وَعَسٰٓى اَنْ تُحِبُّوا شَيْـًٔا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ۟" buyuruyor. Manâsı şu : Olur ki beğenmediğiniz bir şey sizin için hayırlıdır. Yine olur ki beğendiğiniz bir şey, sizin için hayırsızdır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.