3 Mart 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Aklını Muhammed yoluna kurbân et. Resûlullah yoluna akıl kurbân olunmayınca insan Allah'a vuslat edemez. Akılla iş yok.
Akıl, denizin kenarına kadar götürür insanı, daha ileri götürmez. Ata benzer o, binersin, sonra gemi lâzım. Sonra denize inmek lâzım, gemiden denize inemezsin. Şerîat gemidir, Nûh'un gemisi gibi, aşağı düşersen boğulursun. Hakîkate ineyim dersen gemiyi terketmek lâzımdır filan. Neyse, oraları hiç karıştırmayalım.
Akıl, akl-ı meâş, denizin kenarına kadar seni götürecek, ata binmiş gibi olursun sen, ordan ileri gitmez, yürümez, orda kalır o. Onun için Cebrâil aleyhisselâm, "Yâ Resûlallah, benim makâmım burası, ben ileri gidemem, yanarım" dedi. Peygamberimiz gitdi. Aşka süvâr oldu Resûl-i Ekrem yani Refref'e. Aşka süvâr olup mi'rac etdi Peygamberimiz.
Akıl, insânlara lâzımdır. Tekâlif-i ilâhiyye de akıl sâhiblerinedir ama akıl insânı maksûda götüremez. Akıl, insânı belli bir mertebeye kadar götürebilir. Akıl, ata benzer, at insânı denize kadar götürür, orada durur. İşte akl-ı meâş o kadardır. Ondan sonra akl-ı meâd var, sonra aşk ve teslîmiyyet vardır. Kur`ân uğruna, Resûlullah uğruna aklını kurbân etmezsen, vuslat-ı ilâhiyye olmaz. Aklını kurbân edeceksin.
Bazıları da aklı kurban etmek deyince, akılsız kalmak, deli olmak gibi bir şey zannediyorlar. O demek değil bu. Burada kasd edilen akıl, akl-ı meâş yani basit akıldır, düz mantıkdır. Aklı kurbân etmek demek, Allah'ın ve Peygamber'in emirleri, nehiyleri sözkonusu olduğunda akıl yürütmeyi bırakmak demekdir. Zîrâ insan aklı gâyetle kıtdır, Allah'ın emirlerindeki, Peygamber'in fiillerindeki hikmetleri öyle kolay kolay kavrayamaz. Hattâ biz çoğu zaman dünkü aklımızı bile beğenmeyiz. Eğer dîn, basit akılla, düz mantıkla olsa, binbir türlü dîn meydana gelir. Çünkü herkesin aklı başka türlü çalışır ve kimse kimsenin aklını beğenmez. Hani derler ya, akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını almış.