الغفّار El-Gaffâr Celle Celâluh

Daha önce Gafûr ism-i şerîfini îzâh ederken bu isimden de bir nebze bahsetmişdik. Gaffâr da tıpkı Gafûr gibi mübâlağa ifâde eder. Yani Cenâb-ı Hakk'ın ziyâdesiyle mağfiret edici, affedici olduğunu beyân eder. Gaffâr ile Gafûr ism-i şerîfleri arasında ince bir fark vardır. Gafûr, mağfiretdeki ziyâdeliği Gaffâr da tekerrürü ifâde eder. Yani Gafûr, her çeşit günâhı mağfiret eden ma'nâsına, Gaffâr ise tekrar tekrar işlenen günahları mağfiret eden ma'nâsına gelir.  Diğer bir ifâdeyle Gafûr'daki mübalağa keyfiyyet bakımından, Gaffâr'da ise kemiyyet bakımındandır.

Allah Gaffâr'dır yani ayıpları, kusurları, günahları örter. Settâr ism-i şerîfi de bu ma'nâya gelir. Ayıplar ve suçlar da kısım kısımdır. Bazıları hâriçde, bazıları dâhildedir, bazıları maddîdir, bazıları manevîdir. Meselâ insan vücûdunda öyle şeyler vardır ki, eğer onlar gözle görülecek olsa, herkes birbirinden tiksinir. Allah bunları kudretiyle örtmüşdür, gizlemişdir. Kimse kimsenin kanını, idrarını, necâsetini görmez. Bu ilâhî setir, işte bu ism-i şerîfin bir tecellîsidir. Yine insanların kalbinden bir takım kötü düşünceler geçer. En yakınındaki insan bile bunlara vâkıf olamaz. Eğer Allah kalblerden geçenleri setr etmese kimse kimsenin yüzüne bakamaz, kimse kimseyle dostluk kuramaz. Bir de gizli gizli işlenen günahlar vardır ki kul âşikâr kılmadıkça Allah da bunları ortaya çıkarmaz, gizler. Bu da yine bu ism-i şerîfin bir husûsiyyetidir.

Kulun bu isimden alacağı hisse, kimsenin ayıbını ortaya çıkarmamak, yüzüne vurmamak, başkalarına anlatmamak ve görülen bütün ayıpları örtmek, gizlemekdir. Yine bu isimden alınacak hisse, kimseye kinlenmemek, adâvet beslememekdir, kötülüğe karşı iyilikle mukâbele etmekdir.