Ali Şîruganî Dede : Üstâd-ı Nâdirü'l Misl

23 Mart 2015 tarihinde yayınlanmıştır.

Bestekarlarımız
Dede'nin Gülizâr makamında bestelediği bir ilâhînin eski bir notası

Maalesef hayatı hakkında pek az bilgiye sâhibiz...Hatta ism-i şerîflerindeki "şîruganî" kelimesinin ne manaya geldiği dahi tam olarak açıklığa kavuşturulamamışdır...

İstanbul’da dünyâya geldi. Doğum tarihi, ailesi ve tahsili hakkında bilgi bulunmamakta ise de mûsikîyi mükemmel sûretde öğrendiğini biliyoruz. Hâfız Post'dan ders almış olması kuvvetle muhtemeldir. Gülşeniyye tarîkatına intisâb ederek icâzet almış ve Şehremini’deki Hulvî Tekkesi şeyhi Sinan Efendi’nin hicrî 1107’de irtihâli üzerine bu dergâha şeyh olarak tayin edilmiş ve hicrî 1126 senesinde irtihâline kadar, 19 yıl  bu tekkede postnişîn oldu. Kabr-i şerîfi de aynı dergâhın hazîresinde imiş. Şöhretinden dolayı, irtihâlinden sonra bu tekke Şîruganî Tekkesi adıyla anılmaya başlanmış. Ancak bugün tekkeden de hazîresinden de eser yokdur...

Beliğ, Güldeste’de onun hakkında “İstanbul’da ilm-i mûsikînin peder ü mâderi, üstâd-ı nâdirü’l-misl Gülşenî Dervîş Ali..” şeklindeki ifadeye bakılırsa şöhretinin en parlak zamanını  IV. Mehmed devrinde yaşadığını söyleyebiliriz.  Hiç şübhesiz 17..asrın en kudretli bestekârı o idi. Atrabü’l-âsâr’da belirtildiğine göre, dinî formlarda 600'den ziyâde, lâ-dîinî formlarda ise 100'den fazla eser bestelemiştir. Maalesef bunlardan sadece 30 kadarı günümüze ulaşmıştır...Bunların tamamı da dînî formlardaki eserleridir... Besteleri malum olmayan ancak güfteleri tesbit edilebilen eserlerinin sayısı 450 civârındadır...Tabii unutmamak gerekir ki, bestesi yaşadığı halde bestekarı mechul zannolunan eserler arasında da muhakkak ona âit besteler vardır. 

Eserlerinin hepsi birbirinden güzel olmakla beraber özellikle durakları, mûsikîmizin en parlak besteleri arasında sayılmaktadır. Dinî eserlerinde kullandığı nutukların çoğu Abdülehad Nûri, Abdülkerim Fethî, Eşrefoğlu Rûmî, Îsâ Mahvî, Niyâzî Mısrî ve Şemseddin Sivâsî gibi meşâyih-i ızâm hazerâtına ve İkbâlî mahlasını kullanan Sultan II. Mustafa’ya âittir... 

Eserlerine, çeşitli el yazması güfte mecmualarında daha çok Dede, bazen de Dede Sinânî, Ali Dede, Derviş Ali, Derviş Ali Sinânî, Derviş Ali Halvetî, Dede-i Atîk adlarıyla rastlanmaktadır. Dede-i Atîk tabiri, Türk mûsikîsinin diğer bir meşhur bestekârı olan ve kaynakların çoğunda Dede Efendi diye anılan Hammâmîzâde İsmâil Dede (ö. 1846) ile karıştırılmaması için kullanılmış olmalıdır. Ancak yine de yanlışlıkla, Ali Şîruganî Dede'ye âit bestelerin birçoğunun İsmail Dede'ye atfedildiğini görüyoruz...

Meşhur bestekârımız Nâyî Osman Dede, "Rabt-ı Ta'birât-ı Mûsikî" adlı manzûm eserinde Hâfız Post ile Ali Şîruganî Dede'nin mûsikîde yeni bazı tabirler bulduklarını söylüyor ve bu münâsebetle Dervîş Ali'yi "merd-i velî" tabiriyle medh ve takdîr ediyor...

Şeyhülislam Esad Efendi’nin bestekarlardan bahseden "Atrab-ül Âsâr fî Tezkireti Urefâ-il Edvâr" adlı eserinde Dede’nin “fenn-i mûsikî”de benzersiz olgunluğa sahip bir üstad olduğu belirtilerek, her bir eserinin "ilm-i mûsikî" kâideleri gereğince sanatlı ve eksiksiz olduğu ve mûsikîden anlayanlar tarafından gerçekten çok beğenildiği kaydedilmektedir.

Besteleri incelendiğinde görülüyor ki, Dervîş Ali Şîruganî Dede, hakîkaten üstâd bir mûsikîşinâsdır. Gerek güfte taksîmâtında, gerek nağmelerin terkîbinde onun pek mâhirâne bir kudret izhâr ettiği ve ince bir mûsikî zevkine sâhib olduğu açıkca görülüyor. Bir diğer husûsiyeti de, her eseri âit olduğu formun husûsî tavrına ve uslûbuna göre bestelemiş olmasıdır...

ESERLERİ



İlk mısra Güfte Makam Form Usul
Ahval-i serencamım bu hale irince Niyazi-i Mısri Muhayyer İlahi Düyek
Allah u Rabb-i layezal Sultan II.Mustafa Eviç İlahi Düyek
Bakıp cemal-i yare çağırıram dost dost Niyazi-i Mısri Acem Aşiran İlahi Yürük Semai
Benim Mansur-ı aşk hoş dara geldim Sünbül Sinan Nühüft Durak Durak Evferi
Bir yüze duş oldu gönlüm yüzbin onun divanesi Niyazi-i Mısri Hüseyni İlahi Nim Evsat
Bu can teşne visal-i hazretine Recai Efendi Uşşak Tevşih Evsat
Bu dervişlik yoluna (Tehi sanman.. giydirme) Eşrefoğlu Rumi Eviç İlahi Sofyan
Bu gülşende hezar-ı bi nevayım ya Resulallah Süleyman Nahifi Efendi Pençgah Tevşih Evsat
Cümle alem aşina ben ona bi-ganeyim Şemsi Muhayyer İlahi Devr-i Hindi
Derd-mendim mücrimim dermana geldim ya Resul İsa Mahvi Efendi Acem İlahi Düyek
Derman arardım derdime derdim bana derman imiş Niyazi-i Mısri Mahur Durak Durak Evferi
Derviş olan kişiler deli olagan olur (Tehi sanman..) Yunus Emre Eviç İlahi Sofyan
Devran odur kim devrini devr-i felek bilmez ola Niyazi-i Mısri Eviç İlahi Evsat
Doğdu ol Sadr-ı Risalet bastı arş üzre kadem Niyazi-i Mısri Neva Tevşih Sofyan
Erenlerin sohbeti ele giresi değil Ümmi Sinan Hüseyni İlahi Düyek
Ey gafil uyan rıhlet-i na-gahı unutma Şemseddin Sivasi Segah İlahi Sofyan
Ey garip bülbül diyarın kandedir Niyazi-i Mısri Hicaz İlahi Düyek
Ey gönül bir derde düş kim anda derman gizlidir Eşrefoğlu Rumi Eviç İlahi Düyek
Ey hakikat erenleri Hazret-i Üftade Nikriz İlahi Düyek
Ey tarikat erleri ey hakikat pirleri Niyazi-i Mısri Eviç İlahi Evsat
Gir semaa zikr ile gel yane yane Hu deyu Niyazi-i Mısri Mahur İlahi Devr-i Revan
Hakka aşık olanlar zikrullahdan kaçar mı Hazret-i Üftade Rast İlahi Sofyan
Halk içre bir ayineyim herkes bakar bir an görür Niyazi-i Mısri Nühüft Durak Durak Evferi
İlm-i bahr-i vücud esdafının dürdanesiyim ben Niyazi-i Mısri Eviç İlahi Evsat
Kandedir cehl ile zulmet Niyazi-i Mısri Saba İlahi Evsat
Kıldan ince ve kılıçdan keskin ol şahın yolu Niyazi-i Mısri Hüseyni Aşiran İlahi Evsat
Müsahhar emrine hep cümle eşya Aziz Mahmud Hüdai Hicaz İlahi Evsat
Nazarın pak ise aldın nazarı Himmet Efendi(Kul) Eviç İlahi Evsat
Nice bir besleyesin sen bu kadd ü kameti Yunus Emre Buselik İlahi Evsat
Şermsar etme Hudaya ruz-I mahşerde beni Sultan 2. Mustafa Han Hüzzam İlahi Evsat
Tehi sanman siz beni (Derviş olan kişiler..) Yunus Emre Eviç İlahi Sofyan
Tende canım canda cananımdır Allah Hu diyen Niyazi-i Mısri Acem Durak Durak Evferi
Vasıl olmaz kimse Hakka cümleden dur olmadan Şemseddin Sivasi Gülizar İlahi Düyek
Ya ilahi asitanın hasteye darüş şifa Fenayi Dügah İlahi Evsat
Zat-ı Hakda mahrem-i irfan olan anlar bizi Niyazi-i Mısri Uşşak Durak Durak Evferi

ARŞİV KAYITLARI



Listeye geri dön