يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لَا تَغْلُوا فِي دِينِكُمْ وَلَا تَقُولُوا عَلَى اللَّهِ إِلَّا الْحَقَّ
De ki: «Ey kitap ehli! Dîninizde haksız yere aşırı gitmeyin!
Sûre-i Mâide, 77
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ
İslâm'dan başka bir dîn arayanın dîni kabûl edilmeyecekdir.
Sûre-i Âl-i Imrân, 85
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
Sizin dîniniz size benim dînim bana...
Sûre-i Kâfirûn, 6
وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
İnsanları bölük, bölük Allah'ın dînine girerlerken gördüğünde...
Sûre-i Nasr, 2
Etimolojisi, müştakları ve ma'nâ incelikleri hakkında sayfalar dolusu yazı yazılabilecek olan "Dîn" kelimesi hakkında meraklılar için şu kadarını zikretmekle yetinelim. "دِينِ Dîn" kelimesi, Kur`ân'da müştaklarıyla berâber yüzden fazla yerde geçer. Yüze yakın âyetde meşhûr olan ma'nâsına işâret eder yani dîn anlamındadır. Arapçanın bir husûsiyyeti olarak, harf-i ta'rîf ile yani "الدِّينِ ed-dîn" şeklinde geçtiğinde "İslâm Dîni" anlamına gelir. Harf-i ta'rîfsiz geçtiği yerlerde ise ya genel anlamıyla dîn demekdir veya diğer dînlerden birine işâret eder...