Allah Katında En Makbûl Amel

Ey mü'minler! Biliniz ki, ilme yapılan hizmet kadar Allah katında makbûl olan bir amel yokdur. Hele bâhusûs llah'ın kitâbına ve Resûlullah'ın dînine çalışanlara yapılan hizmet. Buna âid ufak bir kıssa anlatayım size de öyle geçelim. 

Çok kötü bir adam varmış Mısır'da. Orada derebeyi imiş kendisi, Osmanlı İmparatorluğu zamanında. Biraz merhametsizmiş halka karşı. Onun emrinde bulunan bir kumadan biraz böyle halka eziyet cefâ edermiş. Bir gece teftişe çıkmış. Bir talebe de Kur`ân'a çalışırmış, kandili bitmiş. O vakit elektrik filan yok. Kandildeki yağı bitmiş ve karanlıkda kalmış. Dersi de yapamamış. Sabahleyin hocaya ders verecek. Böyle bakarmış dışarıya pencereden talebecik. Bu adam geçerken birine rast gelmiş. O zâtı yanına çağırmış, "Nereden geliyorsun?" demiş. Elinde fener var, feneri böyle tutunca o talebe okuduğu kitâbın ibâresini görmüş. Yani ezberlediği şeyi unutmuş, bakacak, bağlayacak birbirine ki tekrar ede. Görünce hemen bağlamış dersini yani. Sonra bu adamı vefâtından sonra kendisini cennât-ı âliyâtda görmüşler. Demişler ki, "Yâhu sen kötü bir adamdın". Demiş ki, "Vallahi ben bilmeyerek bir talebeye ışık tutmuşum, Kur`ân dersi okurken, Allah beni ondan ötürü afv u mağfiret buyurdu" demiş.

Bakın şimdi siz varın kıyâs edin bunu. "Efendim bu olur mu olmaz mı?". Bana mantık yürütme. Allah bahâne Allahıdır bahâ Allahı değildir. Öyle senin mantığınla, senin aklınla "Bu hikâyenin esâsı var mıdır, yok mudur?" filan filan böyle. Hakîkat ortaya çıkdığı vakitde ilim iflâs eder. Sen bunu kafaya koy bunu bu şekilde. 

Onun için sizleri teşvîk ve tergîb ediyoruz, ilme çalışanları, insâniyete hizmet edenleri, Allah'ın kitâbına riâyet edenleri, Allah'ın kitâbına çalışanları ve insanları rahmete ve hidâyete çağıranlara, onlara yardımcı olunuz ki Allah size yardımcı ola, Allah bize yardımcı ola. Biz söyledik, teblîğ etdiki, siz de dinlediniz. Söylemek bize âid, işitmek size. Gene aynı zamanda amel etmek hem sana hem bana âid. Ve ihlâs ile yapmak her ikimize de farz.