Allah Kendisini Zikredenlerle Beraberdir

1 Haziran 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Amerikalılara hitâb etdiği bir sohbetlerinde uzun uzun konuşdukdan sonra dinleyenler sohbetin devâmını arzu edip daha fazlasını taleb edince buyurdular ki :

Daha ne anlatalım, ne söyleyelim, Allah Allah, hep Allah'la uğraşıyoruz. Onun da başı belâya girdi bizimle, bizi yarattı. Şimdi meselâ "Allah Allah Allah Allah Allah Allah" diyoruz biz, senin ismin Tevfik, "Tevfik, Tevfik, Tevfik, Tevfik, Tevfik" diye seslensek sana, bir kere iki kere "Efendim, ne var" filan dersin, "Tevfik Tevfik Tevfik" diye seslenmeye devam etseler, "Eeeee yeter be! Yeter artık tamam!" dersin. O öyle demiyor ama O. Kullara çok çağırdın mı, kullar adamı paylarlar ama Allah'ı çağırırsan, O cevâb verir, her seferinde. Üşenmez hiç. Her zikretdiğinde O senin zikreder, karşılıklı. "Ene celîsü men zekerenî, beni kim zikrederse ben onunla beraber oturuyorum" diyor Allah. "Onunla beraberiz" diyor, "aynı meclisdeyiz" diyor. Tabii. Mekândan münezzeh olarak olur bu. Yani onun oturması, "Zikredenle beraber olurum" diyor, vuslat olur, kavuşmak olur, sevişmek olur, muhabbet olur. "Birleşiriz" diyor, "abdiyyetle mabûdiyyet birleşir" diyor. 
Allah'ın bir takım melekler vardır, o melekler dünya yüzünde dolaşırlar, nerede bir meclis-i zikir görürlerse, oraya çağırırlar birbirlerini, "Buraya gelin, gelin, toplanın buraya". Oraya toplanırlar, sonra zikrullah bitti mi onlar kendi makâmlarına dönerler. Allahu Zü'l-Celâl ve Tekaddes Hazretleri sorar, "Neredeydiniz?" der meleklere. Melekler derler ki Cenâb-ı Hakk'a, "Yâ Rabbi, semâda ve ardda sana gayb bir şey yokdur, sen her şeyi bilensin". "Ben biliyorum, siz de biliyorsunuz ama biz karşılıklı konuşalım ki, bilmeyenler duysunlar, görmeyenler görsünler, işitmeyenler işitsinler". "Zikir meclisinde bulunduk". "Kullar beni niye zikrediyorlarmış?" diye sorar. "Yâ Rabbi, seni seviyorlarmış, senin lutfuna mazhar olmuşlar, senin lutfunu görmüşler, ihsânını, inâyetini görmüşler, onun için seni seviyorlar, seni görmek diliyorlar". "Onlar beni görmüşler mi? Beni görmedikleri hâlde bu kadar bana âşık olmuşlar, bana sesleniyorlar, bana çağırıyorlar, benim için hpluyorlar, zıplıyorlar, dövünüyorlar". "Seni görenlerden senin evsâfını işitmişler, onun için böyle dövünüyorlar". Allah der ki o vakit, "Demek işitmekle böyle yapıyorlar, ya görselerdi ne yapacaklardı acaba? Görmedikleri hâlde böyle bu kadar zikrediyorlar, bağırıyorlar, çağırıyorlar, ya görselerdi?". 
Bu âlemden sonraki âlemde Allah tecellî edip, kendini gösterecek. Ama nasıl bilmiyoruz, Allah'ça malûm, bizce meçhûl. Gösterecek, o vakit Hakk'ı görenler, elli bin sene mikdârı böyle hayran bir vaziyetde kalacaklar. Dünyânın en büyük zevki nedir bilir misin? Kadınla erkeğin ictimâı ânındaki zevkdir. En büyük zevk, madde olarak budur. Vücûdun madde olarak zevki. Bu, Hakk'ı görmenin yanında milyonda bir cüzüdür. Çünkü biri cismânî onun, biri rûhânî. Ancak bu şekilde tarîf edebiliriz yani milyonda bir cüzüdür diye.

O vakit Allah diyor ki Celle Celâluhû Hazretleri, "Onlara cemâlimi verdim, onların hepsini afv u mağfiret ettim, cennetime lâyık kıldım ve cemâlime lâyık kıldım" diyor. Onun üzerine melekler diyorlar ki, "Yâ Rabbi, o zikredenler böyle oldular, bu makâma erdiler, zikretmeyip de orada oturup da onları seyredenler vardı, onlar hakkında muâmelen nedir?". "O zikretmeyip oturup da zikredenleri seyredenleri de zikredenlere bağışladım".

Hani bir aslan bir öküzü parçaladı, yalnız aslan yemez ondan, o öküzden, çakalar da yer, etrafdaki çakallar da ondan yiyor. Onun gibi. 
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön