Allah Kerîm

25 Şubat 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
HİKÂYE

Muzaffer Efendi Hazretlerinin münâsebet düşdükçe anlattığı zarîf nüktelerden biri de şudur :
Bir Bektâşî ile Karadenizli bir kayıkçı denizde giderlerken fırtına çıkmış, deniz köpürmeye ve tekneye sular girmeye başlamış. Bektâşî'nin yüzü korkudan sararınca Karadenizli kayıkçı onu teskîn etmek için : "Ne korkaysun, Allah KERÎM'dur" deyince Bektâşî şu ârifâne cevâbı vermiş :
Ben de ondan korkuyorum ya! İster misin O KERÎM ALLAH bizi balıklara İKRÂM etsin!..
NÜKTELER

Bu hikâyedeki zarîf nüktelerden biri şudur ki, câhiller hiç tedbîr almadıkları halde "Allah Kerîm" diyerek kendilerince Hakk'a tevekkül ettiklerini ve bu tevekkül sâyesinde Allah'ın onları koruyacağını zannederler. Halbuki bu tedbirsizlikleri yüzünden başlarına türlü türlü belâlar gelir. Âkil olan kişi ise, tedbîr almazsa başına bir belâ geleceğini bilir.

Hikâyedeki ikinci nükte de şudur. Cenâb-ı Hakk'ın hem celâl hem de cemâl sıfatları vardır fakat bunlar izâfîdir. Yani birisi için nimet olan bir şey bir başkası için mihnet olabilir. Meselâ hastalık hasta için mihnet, doktor için nimetdir. "Gök ağlamadan yer gülmez" sözü de bu hakîkati ifâde etmek için söylenmişdir. 

Hikâyedeki üçüncü nükte de şudur. Ârif olan, korku ile ümmîd arasında bir yol tutar yani hem Hakk'ın celâlinden korkar, hem de cemâlinden ümmîdvâr olur. Cenâb-ı Hakk'ın celâlinden korkarak ye'se düşmek de rahmetine güvenerek kendini emniyyetde hissetmek de doğru değildir.

 www.muzafferozak.com

Listeye geri dön