24 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir sarhoş yolun kenarına oturmuş, içiyor, ben de oradayım. İçtikden sonra şişeyi caddenin ortasına atıyor, şırraaak diye kırıyor. Kimse de sarhoşa dokunamıyor. Ben de o mahallenin imamıyım. Sonra oradaki gençlerden birisi "Yapmasana! Ayıp değil mi filan" deyince ona "Heeeyt" diye ona müthiş bir cevap verdi. Sonra oradan kâmil bir adam kalkdı, gitti yerden o şişe kırıklarını topladı, getirdi kenara koydu. Sarhoş bir durakladı. Sonra "Niye topladın benim attığım şişeleri?" dedi. O zât, "Evlâdım, yalın ayak geçen olur ayağına batar, otomobil geçer tekerleği patlar, şöyle olur sakatlık verir filan" dedi. Sarhoş "Yaaa öyle mi" dedi ve ağladı. Sabah namazında bakdım, o sarhoş ağzını çalkalamış, sabah namazında camiye geldi. Ondan sonra da câmiye devâm etti o. İyilikle, güzellikle, tatlılıkla. O zâtın yapmış olduğu bu fiil o sarhoşu îmâna getirdi, ıslâha getirdi. Sen de öyle yap. Kötülükle, kalb kırmakla iş olmaz, dâimâ tatlılıka olur.Kimilerinin yaka silktiği ve şerrinden korkarak uzak durduğu, kimilerinin de kaba saba sözlerle ayıpladığı o sarhoşu iyilikle, güzellikle ve tatlılıkla yola getiren zât, aslında Efendi Hazretlerinden başkası değildir. Efendi Hazretleri bu hususda büyük velîlerden İbrâhim Edhem Hazretlerinin şu davranışını da misâl olarak verirlerdi :
İbrâhim Edhem Hazretleri, sokakda bir sarhoşun ağzı yüzü kusmuk içinde sızıp kaldığını görünce, hemen gidip o sarhoşun ağzını yüzünü yıkamış. Görenler, "Sen büyük bir veliyyullahsın, niçin günâhkâr bir sarhoşun ağzını niçin yıkadın?" demişler. İbrahim Edhem Hazretleri : "O ağızla Allah diyor, Allah diyen ağzı öyle pis bırakamam" demiş. Sonra o sarhoş ayılmış, "Benim ağzımı kim yıkadı" diye sormuş. "Şu velî yıkadı" diyerek Hazret'i göstermişler. Sarhoş hemen tövbe istiğfar etmiş ve Allah sarhoşu olmuş.Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
İnsanları Allah yoluna iyilikle, güzellikle, tatlılıkla davet etmeli. Kötülükle, sert ve çirkin sözlerle, kalb kırmakla davet olmaz. Nasîhatler dâimâ tatlılıkla olmalı.