Allah Yoluna Davet ve Kötülere Duâ

28 Aralık 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Dua

Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Kimin ki lisânı ismullah ile tezyîn olunmuşdur, süslenmişdir, o dil, artık hak söyler, hakkı tavsiye eder ki Cenâb-ı Hakk Sûre-i Asır'da bunu beyân etmişdir : "اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ İllellezîne âmenû ve 'amilu's-sâlihâti ve tevâsav bi'l-hakkı ve tevâsav bi's-sabr". Kimin lisânı, dikkat et, kimin lisânı, zikrullah ile süslendiyse, tathîr olduysa, o artık hakkı söyler, hakdadır, hakkı tavsiye eder, sabrı söyler, sabırdadır, sabrı tavsiye eder. Sıfat-ı îmândır çünkü, sıfat-ı îmândır, sıfat-ı islâmdır, sıfat-ı îmândır. 

Ve yine vazifelerinden bir tânesi de, civârında olan, dîne bîgâne olmuş, dîninden bîhaber, dînden bîhaber, Allah Peygamber bilmez, Resûl'den Nebî'den haberi yok, önündeki basdığı yoldan da haberi yok, gitdiği yoldan, gözü bakıyor fakat görmüyor, gözü bakıyor fakat görmüyor. Kâfirler böyledir, baş gözleri görür, onların basarları görür, basîretleri görmez, "وَمَن كَانَ فِى هَٰذِهِۦٓ أَعْمَىٰ فَهُوَ فِى ٱلْءَاخِرَةِ أَعْمَىٰ وَأَضَلُّ سَبِيلًا ve men kâne fî hâzihî a'mâ fe hüve fi'l-âhireti a'mâ ve edallü sebîlâ", burada bu şekilde a'mâ olanlar, ahretde a'mâ olurlar. Hakk'ı görmek, Hakk'ı bulmak, Hakk'da olmak, Hakk'la olmak, bir mü'minin hakkıdır, en yüce nimetullahdır.

İşte bu yanındaki zevâta, böyle olan kimselere, onlara, güzel sözlerle, yumuşak kelâmlarla, onlara inandıra inandıra, onlara sevdire sevdire, onları Allah'a çağırmak. Ve onları görmediği vakitde, gizli olarak, elini bârigâh-ı ehadiyyete açdığı vakit, Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerinden onların hakkında hidayet dilemek.

Yapıyor musun bunları? Evlâdın hakkında, komşun hakkında, kız kardeşin hakkında, enişten hakkında duâ edeceksin, Hakk'dan hidâyet dileyeceksin. "يُضِلُّ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء yudillü men yeşâ ve yehdî men yeşâ". Allah Celle Celâluhû, dilediğini dalâletde bırakır, dilediğini de hidayete götürür. "يَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ yağfiru li men yeşâ ve yu'azzibü men yeşâ", dilediğini affeder, dilediğine azâb eder. Mülk O'nundur, sen de O'nunsun, ben de O'nunum, cennet de O'nun, cehennem de O'nun, her şey O'nun. O'ndan başka bir şey yok. 
"اِذَٓا اَرَادَ شَيْـًٔا اَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ izâ erâde şey'en en yekûle lehû kün fe yekûn", O bir şeyi murâd etdi mi, ol der, o şey derhal olur. Hiç O'na karşı âsî olan bir şey yokdur. Yalnız insanoğullarına muvakkat bir zaman için irâdelerini kendi ellerine vermiş, bırkamışlardır. "فَمَن شَاء فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاء فَلْيَكْفُرْ fe men şâe fel yü'min ve men şâe fel yekfür", isteyen gavur olsun, ister mü'min olsun denilmişdir. Sonra hesâbı verilecekdir. Hattâ içmiş olduğun bir bardak suyun dahi hesâbı senden ve benden sorulacakdır.

Eğer çocuğunu Allah'a götürmedinse, çocuğuna Allah kokusu koklatmadınsa, çocuğunu Allah boyasıyla, sıbgatullah ile boyamadınsa, Resûl-i Ekrem'in muhabbetini onun kalbine vermedinse, Peygamber'i tanıtmadınsa, Kitâbullah'ı göstermedinse, mesûliyyeti senin boynundadır, hesâbını sen vereceksin. Hattâ yaz gününde içmiş olduğun bir bardak soğuk suyun, kış gününde içmiş olduğun bir bardak sıcak çayın hesâbını Allah senden ve benden soracakdır. Esteîzübillah. "Elhâkümü't-tekâsür. Hattâ zürtümü'l-mekâbir. Kellâ sevfe ta'lemûn. Sümme kellâ sevfe ta'lemûn. Kellâ lev ta'lemûne 'ilme'l-yakîn. Le teravünne'l-cahîm. Sümme le teravünnehâ 'ayne'l-yakîn. Sümme le tüselünne yevme izin 'ani'n-na'îm". Allah o günde nimetlerden soracak. Nimetlerin başı, nimetlerin büyüğü, en büyük nimet, Hazret-i Muhammed'dir, İslâm'dır, Kur`ân'dır. Evvelâ onun hakkı sorulur senden ve benden.

 

Aklını başına al. Yüz bin sene Allah'a secde etsen, alnın secdede delinse, bir kere bakdığın vakitde semâyı görmenin, gözünle bir kere semâyı görmenin hesâbını Allah'a vermiş olmazsın. Nerde İslâm nimetinin şükrünü edâ edeceksin. Onun için gecede ve gündüzde, "ihdine's-sırâta'l-müstakîm yâ Hâdî, ihdine's-sırâta'l-müstakîm yâ Hâdî, ihdine's-sırâta'l-müstakîm yâ Hâdî", "Bizi hidâyetinden ayırma Yâ Rabbi". Dâimâ isteyeceksin bunu. Çünkü buradan gitdikden sonra artık pişmanlık fayda vermez. Bir çok adam elini ısırır, bir çok adam sakalını yolar ama iş işden geçmişdir, kuş yuvasından uçmuşdur.
Civârındakilere duâ ile onları hidâyete davet et. Tatlı söz söyle. Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri Resûl-i Ekrem'e emr ü fermân buyurduğu vakitde, sallallahu aleyhi veselleme, ve âlîhi ve evlâdihî ve ezvâcihi ve eshâbih, Esteîzübillah. "اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ üd'u ilâ sebîli rabbike bi'l-hikmeti ve'l-mev'ızati'l-haseneti ve câdilhüm billetî hiye ahsen", güzel sözlerle onları dîne davet et Habîbim Muhammed. Emir, Resûl-i Ekrem'e ve bize şümullü olarak, biz de öyle. Dâimâ tatlı sözlerle. Seni taşlasalar dahi gene tatlı sözlerle Allah'a çağıracaksın. Taşa taş atmaycaksın. Seni taşlasalar dahi gene Allah'a çağıracaksın, tatlı sözle, tatlı yüzle. Acaba anlatabildik mi? Vâkıa İslâm'da yumruğa yumruk vardır ama yediğin yumrukdan ziyâde yumruk vurursan zâlim olursun. "وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ vemâ li'z-zâlimîne min ensâr", Allah zâlimlerin yardımcısı değildir. 
"Ene rabbükümü'l-a'lâ" diyen Firavun, pelid, Allah ona bile, Hazret-i Mûsâ Kelîmullah'ı gönderdiği vakit, "اِذْهَبَٓا اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۚ فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا izhebâ ilâ fir'avne innehû tagâ fe kûlâ lehû kavlen leyyinâ" diyor. Yâ Mûsâ! Yâ Hârûn! Gidin, Firavun tuğyân etdi, âsî oldu, onu ne yapınız, yumuşak sözlerle bana davet ediniz diyor. 
Ve duâ ediniz dâimâ. Kötülere duâ ediniz. Duâ dînin direğidir, kâinâtın imâdıdır. İbâdetlerin özüdür duâ. Kapıyı çaldıra çaldıra birgün kapıyı açarlar. Allah Hayy'dır. Allah Hayy'dır. Allah Hayy'dır. Senin duâna icâbet edecekdir mutlakâ. "ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ üd'ûnî estecibleküm" buyurmuşdur. Çala çala bir gün kapıyı açtıracaksın.
Etme rüsvâ dü cihânda bizi sen yâ Rabbenâ
Kıl 'inâyet hem mürüvvet eyle sen yâ Rabbenâ
Cürm ü 'isyân ü hatâlar etmişiz biz lâ yu'ad
Lutf u ihsân u 'atâlar eyle sen yâ Rabbenâ
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön