25 Nisan 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Kim ki Muhammed'siz Allah'ı arar, Allah'ı bulamaz o kimse. "Et-turuku ilallahi bi enfâsi'l-halâik", mahlûkât-ı ilâhînin her nefesinin sayısınca Allah'a giden yol mevcûddur, vardır. İnsaı bir mikrop da Allah'a götürebilir. Ama bütün kapılar seddolmuş, yalnız bâb-ı Muhammediyyet açıkdır. Kim o kapıdan girerse, akreb yani karîb olarak, yakîn olarak Allah'a vuslat eder, Allah rızâsına kavuşur. Onun için O'nu her şeyinden ziyâde seveceksin, gözünün nûru, kalbinin sürûru ve îmânının kemâli O'nda olduğunu, senin kurtarıcın, müncîin ve şâfî'in O olduğunu bileceksin.
Gece gündüz, âşikâr ve gizli, Allah'a hamd ü senâ et ki seni ve beni kendine kul, Habîbi Muhammed'ine ümmet etmiş, sallallahu aleyhi vesellem, ve Kitâb-ı Kerîminde, Kur`ân-ı Azîminde, "yâ eyyühellezîne âmenû" hitâbı ile bizlere hitâb buyurmuş, kendi ismiyle bizi isimlendirmiş Allah. Niçin? Peygamberine îmân etdiğimiz için. Kim ki Resûl-i Ekrem'e îmân etmedi, ona mü'min ismi verilmez, mü'min değildir o kimse. Kim ki Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâma îmân etdi, Allah kendi ismini ona vermişdir, mü'min ismini vermişdir. Allah'ın bir ismi de mü'mindir. Senin de benim de bir ismimiz mü'mindir. Neden? Resûl-i Ekrem'e îmân etdiğimiz için.