4 Kasım 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İbrâhim aleyhisselâm, sofrasına misâfir gelmeyince, oturup yemek yemezmiş. Aç durmuyor ama böyle oturup rahat bir yemek yemiyor. Ayak üstünde filan böyle bir şey. Mutlakâ sofraya oturması için misâfir gelmesini beklermiş. İbrâhim Halîlullah.
Halîl ne demek halîl? Dost demek. Niçin halîlullah demişler? Allah'ın dostu İbrâhim aleyhisselâm. Cenâb-ı Hakk üç imtihanla onu imtihan etdi. Üçü de ağır. İnsanlara üç türlü âfet gelir, imtihan gelir. Birisi evlâdıyla, çok ağır, Allah muhâfaza buyursun. Evlâdıyla, malıyla, canıyla. En ağır şeyler bunlar. Cenâb-ı Hakk üç musîbetle İbrâhim aleyhisselâm üzerine teveccüh etdi. Üçünde de birinciliği aldı. Melekler dediler ki, "Yâ Rabbi, kuldan halîl olur mu?" dediler. "İmtihan edelim, görün halîli" dedi, "size öğreteyim şimdi halîlin ne olduğunu". Ooooooo, beş bin hayvan birden kesmiş, koyun. Beş bin! Beş yüz bakar, beş yüz deve, beş bin koç kesdi. Şaşırdılar melekler. Fukarâya dağıtdı hepsini
Hattâ kapısına bir fukarâ gelmiş de kapıyı çalmış, vermiş kendisine. Sonra o fukarâ oradan ayrılmış bitişik kapıya gitmiş. Komşuya gidince, "Niye o tarafa bir kapı daha yapdırmadım" demiş, "keşke o fukarâ bir daha gelseydi buraya almak için" demiş. Sonra evine iki kapı yapdırmış, yanyana böyle. Hem buradan veriyor, hem buradan veriyor. İki tarafdan da.
Bir gün kapısına gelmiş Hazret-i İbrâhim aleyhisselâmın kapıyı çalmış, "şey'enlillah" demiş, bakmış mecûsîymiş gelen. Saç, sakal, bıyık birbirine karışmış. Pis bir herif böyle filan. Demiş, "Dînin ne senin?". "Ben mecûsîyim". Budist yani. Dedi, "Allah'a şirk koşanın benim evimde işi yok" dedi, "çık git" dedi. Hemen Cebrâil nâzil oldu, "Yâ İbrâhim, git gönlünü al onun, o bana şirk koşuyor, sana ne oldu" diyor. "Benim sofram açıkdır, benim soframdan herkes yer. Gavur yer, müslüman yer". Bu kâinât bir sofra. Buldu İbrâhim Peygamber getirdi adamı, "Aman" dedi, "Gel buraya sen, nene lâzım".
Halîl bu. Halîl meselesi. Kolay iş değil. Biz gelelim Halîl'e. On gün on beş gün bir sefer misâfir gelmemiş, uzatmayayım işi, on-on beş gün geçmiş, misâfir yok. "Çıkayım bir misâfir bulayım" demiş. Çıkmış misâfir aramaya, bir adamla karşılaşmış. Dünyâda bak neler var. Hazret-i İbrâhim'i görünce adam demiş ki, "Allah aşkına efendi, gel" demiş "bizim eve, bir lokma ekmek yiyeyim yâhu. Üç aydan beri misâfir arıyorum" demiş. İbrâhim Peygamber demiyor, İbrâhim Peygamber'e diyor öteki. İbrâhim aleyhisselâm on beş gün aramış, bu üç ay. İbrâhim Peygamber'in aklına gelmiş, "Acabâ benim gibi var mıdır böyle yani misâfir gelmezse yemek yemeyen Allah'ın kulları". İbrâhim Peygamber, "Peki" demiş beraber gitmişler. Söylememiş.Tıngır mıngır gitmişler.
İkisi de yemek yiyecekler şimdi. Yolda büyük bir yılan çıkmış, bir ejderhâ çıkmış. Koca bir ejderhâ kesmiş yolu. "Höt!" demiş İbrâhim Peygamber, hop yılan kaçmış o tarafa doğru. Oradan gitmişler adamın evine girmişler, yemişler içmişler, helâlin minallah.
İçmişler deyince herifin aklına başka şey gelir. O demek değil. İnsan gibi içmişler. Ne demek o? İçki içen bir adam parasıyla deli oluyor demekdir o, akıllı işi değildir o. Tımarhânede deliye içki vermiş hükümdar, içki içermiş o devrin hükümdârı, "Al iç" diye. Deli demiş ki, "Sana bir soru soracağım, sonra içeceğim" demiş pâdişaha. "Sen içiyorsun benim gibi olmak için, ben içeceğim kimin gibi olmak için?" demiş.
Yemekden sonra demiş ki o zât, "Siz bir duâ edin ben âmîn diyeyim" demiş, "ben duâ etmiyorum" demiş. "Niye etmiyorsun duâ?". İbrâhim Peygamber o adama soruyor. "Etmiyorum duâ". "Neden?". "Bir duâ etdim Allah kabûl etmedi duâmı. Senelerce uğraşdım ama. Etmedi, ondan sonra ben de etmiyorum duâ. Sen duâ et ben âmîn diyeyim". "Allah'ın kabûl etmediği duâ yokdur, sen ne için duâ etdin?" demiş İbrâhim Peygamber. "Haber aldım ki, Halîlullah dünyâ üzerinde imiş, onu görmeyi çok arzu ediyordum, senelerdir Allah'dan bunu diledim ama görüşmek müyesser olmadı. Anladım ki bende duâya lâyık bir ağız yokmuş" demiş adam. İbrâhîm Halîlullah, ağlayarak demiş ki, "Ey âşık-ı sâdık! O senin görmek istediğin İbrâhîm Nebî benim. Senin bu güzel ahlâkından dolayı Allah, beni senin evine kadar gönderdi".
www.muzafferozak.com