25 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Allah bize bizden yakındır, biz Hakk'a uzağız. İbâdet ve tâatla, muhabbetle, biz Allah'a yakın oluruz. Esteîzübillah, "وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ ve nahnu akrebu ileyhi min habli'l-verîd, ben size can damarınızdan daha yakınım" diyor Hazret-i Allah. Biz de şimdi Hakk'a yakın olmak için, ibâdet ve tâatla. Hattâ o beş vakit namazlar, zekâtlar, haclar, oruçlardan başka da insan nâfile ibâdetler yapmalı. Nâfile ibâdet demek, boşa gitdi, nâfile oldu, o manâya değil sakın hâ! Ters anlama. Allah'a olan aşkını ve kulluğunu Cenâb-ı Hakk'a takdîm ediyorsun yani. Sana emir vermediği hâlde Cenâb-ı Hakk'a ibâdetde bulunuyorsun. Allah'a olan muhabbetini, itâatini gösteriyorsun.
Hattâ Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki, "Nâfile ibâdet ile, tâat ile ben kullarıma öyle yaklaşırım ki, yâhud kullar bana öyle yaklaşırlar ki, onların gördüğü göz ben olurum, söylediği söz ben olurum, işittiği kulak ben olurum, tuttuğu el ben olurum, yürüdüğü ayak ben olurum" diyor Cenâb-ı Hakk. Nevâfil o kadar mühim, nâfile ibâdetler yani.
Ama tabii farz dururken nâfileye dalmamalı insan. Borcu varken sadaka verilmez, evvelâ borç ödenmesi lâzım. Bir çok bizim zavallı insanlarımız var, düşünemiyorlar bunu, borcu olduğu hâlde sadaka veriyor. Yâhu borcunu ödesene sen evvelâ. Bir defa o borçdan kurtul. İbâdet ve tâat kulun boynunun borcudur ve teşekkürüdür Allah'a.
Efendi Hazretleri nâfile ibâdetin ne olduğunu şöyle îzâh buyurdular :
Farz, emirle yapılır. Nâfile, sevdiğinden yaparsın işi. Allah'a sevgini ilân etmendir, aşkını. Nâfile ibâdetin manâsı odur. Yoksa bedâvaya gitdi manâsına değil.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bazı gözler vardır ki Hakk nazarıyla bakarlar. Nevâfille Allah'a öyle kurbiyyet peydâ etmişlerdir ki, gören gözleri Hakk'ın gözü, tutan elleri, Hakk'ın eli, yürüyen ayak, Hakk'ın ayağı, konuşan dilleri Hakk'ın dili olmuşdur. Bu da nâfilelerle, nevâfil ile olur. Tabii beş vakit namazı terk ederek değil, farâizi terk ederek değil. Farâizden sonra nevâfil, aşkın ifâdesidir Hakk'a. Allah'a sevginin ifâdesidir, nevâfil ibâdet ve tâatlar. Allah bize beş vakiti kıldırsın da farâizi yerine getirelim, beş vakit namazımızı, orucumuzu, zekâtımızı, haccımızı yapalım, bunlar da bizim için kâfî gelecekdir. Ama nevâfille Hakk kula öyle yaklaşır ki, kul Hakk'a öyle yaklaşır ki, gören gözü Hakk, tutan eli Hakk, söyleyen dili Hakk olur.
Efendi Hazretlerinin yukarıda zikretdikleri kudsî hadîs, Buhârî-i Şerîf'in Rikâk Bâbında geçer, ashâbın ileri gelenlerinden Ebû Hureyre radıyallahu anh rivâyet etmişdir. Hadîsin metni şudur : عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم " إِنَّ اللَّهَ قَالَ مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ، وَمَا تَقَرَّبَ إِلَىَّ عَبْدِي بِشَىْءٍ أَحَبَّ إِلَىَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَىَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ، فَإِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ، وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ، وَيَدَهُ الَّتِي يَبْطُشُ بِهَا وَرِجْلَهُ الَّتِي يَمْشِي بِهَا، وَإِنْ سَأَلَنِي لأُعْطِيَنَّهُ، وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي لأُعِيذَنَّهُ، وَمَا تَرَدَّدْتُ عَنْ شَىْءٍ أَنَا فَاعِلُهُ تَرَدُّدِي عَنْ نَفْسِ الْمُؤْمِنِ، يَكْرَهُ الْمَوْتَ وَأَنَا أَكْرَهُ مَسَاءَتَهُ "
www.muzafferozak.com