27 Aralık 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Allah'dan ne isterseniz, hep hayırlısını isteyiniz. Evlâd istersin, hayırlı kaydını koymazsın, çocuk âsî olur, yumruğunu yersin sonra, evlâdınla terbiye olursun. Mal istersin, başına belâ olur mal. "Efendi, mâl başa belâ olur mu?". Mal, başa belâ olur, öyle bir belâ olur ki, ateşden daha şiddetli yakar adamı. Allah'dan ne isterseniz, hayırlısını isteyiniz ve hayır isteyiniz Allah'dan.
Üç peygamber geliyormuş, bir kemik yığını görmüşler, gâyetle cesîm, târih öncesi bir kemik yığını. Bir hayvanın kemiği. Tek bir hayvanın. Korkunç hayvanlar varmış dünyâda. Demişler, "Bu nasıl hayvan acaba, duâ edelim, Cenâb-ı Hakk bunu ihyâ etsin". Peygamber bunlar. Peygamberin duâsını Allah reddetmez. Bir demiş ki "Yâ Rabbi, bunun kemiklerini ve sinirlerini biraraya getir yapıştır" demiş, duâ etmiş. Hakk Teâlâ duâsını kabûl etmiş, sinirler ve kemikler yapışmış, iskelet biraraya gelmiş. Cesîm bir hayvan. Diğeri de demiş ki, "Yâ Rabbi, bunun derisini, tüyünü ihsân et" demiş. Tekrardan hayvan şekline girmiş. Yalnız rûhu yok. Üçüncü nebî elini açmış, "Yâ Rabbi, hakkımızda hayırlıysa bunu dirilt" demiş, "hayırlı değilse diriltme yâ Rabbi" demiş. Hemen dağılmış kemikler. Hakk Teâlâ buyurmuş ki, "Eğer hayır kaydını koymasaydınız, dirilt deseydiniz diriltecekdim, o mahlÛk üçünüzü de yiyecekdi sizin" demiş.
Onun için dâimâ, kulağınızda kalsın, hep hayırlısını Allah'dan isteyiniz. "Yâ Rabbi, keseme çok ver yâ Rabbi, kalbimde yok et. Kesemde çok et, kalbimde yok et" de. Çok verirse azarsın sonra, Allah'ı Peygamber'i unutursun. Ben çok adam biliyorum, kıçında yarım pantolon vardı, ayakkabıları da yamalıydı, câmiye gelirdi. Sonra zengin oldu, Allah zengin etdi onu, sonra câmiye gelmez oldu o. Serveti ve sâmânı onu câmiden men etdi. Oluyor böyle şeyler. Sahabede de olmuş böyle bir şey. Onun için erkek ona derler, mala mülke sâhib olduğu hâlde, nefs-i emmâresine dizgin vurup, o dağlardan büyük olan burnunu huzûrullahda yere sürmekdir.