Allah'dan Korkanlara Vadedilen İki Cennet

30 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs
Sûre-i Rahmân'daki "وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِۚ ve li men hâfe makâme rabbihî cennetân" âyet-i kerîmesi, hem çok müjdeli hem de müfessirleri oldukça terleten bir âyetdir. Bu âyetde, Allah'dan korkanlar için bir değil iki cennet birden vadedilmişdir. Fakat bu iki cennetin ne olduğu hakkında sarahat yokdur. Müfessirler bu iki cennetden ne kasdedildiği husûsunda pek çok kelâm etmişlerdir. Kimisi bunlar, insanlara ve cinlere mahsûs iki cennetdir demiş, kimisi de birincisi kula ameli karşılığında verilen cennet ikincisi de Cenâb-ı Hakk'ın fazl u ihsânı ile vereceği bir cennetdir demişlerdir. Bazı müfessirler de iki cennetden birinin rûhânî, diğerinin cismânî olduğunu söylemişlerdir. Bu cennetlerden birinin na'îm diğerinin 'adn cenneti olduğunu söyleyenler de vardır. Kimisi de "Bu mes'ele kulların bileceği bir iş değildir, bu cennetlerin ne olduğunu ancak Allah bilir" diyerek işin içinden çıkmışdır.

Dikkat ederseniz, bütün müfessirler cenneti hep âhiretdeki cennet olarak düşünmüşlerdir. Halbuki hadîs-i şerîflerden biliyoruz ki âhiretde cennet iki değildir, tam sekiz cennet vardır.  Ehlullah hazerâtına göre, bu âyet-i kerîmede zikredilen iki cennetden biri dünyâdadır. Üstelik dünyâdaki cennet de iki şekilde tezâhür eder. 

Bunlardan biri enfüsîdir, yani kişinin nefsiyle alâkalıdır. Bu cennete nâil olmak için tezkiye-i nefs ve tasfiye-i kalb ederek, nefs-i emmâre cehenneminden kurtulmak ve selîm bir kalbe mâlik olmak gerekir. İşte müttakîler için dünyâ saâdeti denilen şey de budur. Dünyâdaki diğer cennet ise âfâkîdir yani insanın yaşadığı muhîtle ve ülkeyle hattâ dünyânın tamâmı ile alâkalıdır. Eğer insanlar Allah'dan korkarak birbirlerinin hakkına hukûkuna riâyet ederlerse, kimse kimseye zulmetmezse, bütün mahlûkata şefkatli ve merhametli olurlarsa, Cenâb-ı Hakk'ın verdiği nimetlerin kadr u kıymetini bilir ve o nimetleri yerli yerinde kullanırlarsa, israf etmezlerse, tabîatı mahvetmezlerse yaşadıkları muhît de, ülke de, hattâ dünyâ da bir cennet olur. Zâten âhiretdeki cennetlere nâil olacak olanlar da işte bunlardır.

Nefs-i emmâre gözüyle kim bakar mahcûb olur
Nûr-i Hakk'la Hakk'ı gör kalma hicâbda zâlimûn
Zikr-i Hakk'dan fâriğ olmaz âşık-ı Hakk bir nefes
Gaflet ile ömrünü mahv eyleyendir nâdimûn
Zevk-i cennet neş'esi bil Tûr olan dillerdedir
İbtilâ nârını geçdi nûra erdi sâbirûn
Listeye geri dön