Allah'ı ve Peygamber'i Nasıl Sevebiliriz?

7 Eylül 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Sünnet-i Resul

Mürşid-i Azîzim Muzaffer efendi Hazretleri buyurdular ki :

Bir kimse bir kimseyi zorla sevemez. Muhabbet, aşk, insanların irâdesinde değildir, irâde-i cüzîyyede değildir, irâde-i külliyyededir. Meselâ bir adam Allah'ı nasıl sever, Allah o kulu sevmeyince. Buna imkân yokdur. Evvelâ Allah o kulu sever, sevdikden sonra kulun kalbi Allah'a döner, o Allah'ı sever. Ama bunun şartı vardır. Nedir? Kul Allah'a ibâdet etmeye başlar. Bu ibâdet evvelâ belki pek muhabbetle olmaz ama o ibâdet Hakk'ın muhabbetini kulun üzerine celb eder. Celb edince, Allah kulu sevdi mi, kul da Allah'ı sever. Acaba anlatabildim mi? 
Resûl-i Ekrem de böyledir, sallallahu aleyhi vesellem. Peygamber'i sen nasıl seveceksin? Evvelâ sünnet-i seniyyesine, âdetleri nedir, neler yapmuış, ahlâkı nasıldır, bunlara riâyet ederek, O'nun ahlâkı ile yürümek. Hattâ hattâ mübârek ayaklarını nasıl atdı yere, ayaklarını o şekilde atıp yürümek. 
Görmüyor musun bak İmâm-ı Malik'i ne kadar Peygamber'e tâbi olmuş, ama kıyâmet gününe kadar ismi rahmetle yâd ediliyor, Peygamberimizin hürmetine. Medîne-i Münevvere'de ayağına ayakkabı giymemiş hiç. Resûlullah'ın basdığı yerlere ayakkabımla basarım diye. Hürmetsizlik olur diye. Medîne şehrinin içerisinde hiç bir zaman abdest bozmamış. Peygamber'in basdığı yerde abdest bozarım diye. Hep Medîne hâricine çıkarmış. Fakat İmâm-ı Mâlik böyle ayağı çıplak gezdiği için, Medîne'nin köpekleri de Medîne şehrine pislememişler. İmâm-ı Malik'in ayağı kirlenir diye. 
Yalnız ona mı? Hayır, Bişr Hâfî de öyle. Evliyâullahdan, Bağdad vilâyetinde yaşamış. Sarhoş kendisi evvelâ, bidâyetde. Sarhoşmuş kendisi. Sonra serhoş olmuş. Evvelâ seri boşmuş sonra serhoş olmuş. Bir gece meyhanede çalgı çalmış, topladığı paralarla gelirken yolda ayağı takılmış yere düşmüş. Yerde bir Besmele-i Şerîfe görmüş, toz-toprak içerisinde. Okumuş, "Bismillahirrahmânirrahîm". "Aman Yâ Rabbi, Allah'ın isimleri yere mi düşdü" demiş. Ağlamış, ağlamış, ağlamış, öpmüş başına koymuş. Kazandığı parayla, gitmiş o besmeleyi temizletmiş, üzerine kokular sürdürmüş. Sonra nereye koyayım nereye koyayım demiş, en iyisi yutayım demi, yutmuş. O akşam Allahu Teâlâ buyurmuş ki kendisine, "Benim ismimi âlî kıldın Bişr, ben de seni âlî kılacağım" demiş. 
Ayağına ayakkabı giymezdi Bağdad vilâyetinde. Köpekler bir defa Bağdad vilayetine Bişr-i Hâfî'nin sağlında pislememişdir, ayağına bulaşdırırız diye. O gün köpekler pisleyince bilmişler, "Eyvâh! Bişr öldü" demişler. Bişr oldu, ölmedi. Âşıklar ölmez, olur. Hayvan ölür. Halk ondan bilmişler, köpeklerin Bağdad'ı pislediğinden. "Eyvah!" demişler, "Bişr oldu" demişler, "Oldu, Allah'a vuslat buldu".
Muhabbet âşıkâna bâl ü perdir
Se'âdetden hidâyetden eserdir
Muhabbet bâdesi bezm-i ezelden
Müheyyâ oldu emr-i lem-yezel'den
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön