Allah'ın Bir Kimseyi Sevip Sevmediği Nasıl Anlaşılır?

Ehlullahdan bir zât, her vesîle ile hep, "Hayrı da şerri de Allah'dan bilin. Her şey Allah'dandır. Size kötülük yapana bile düşmân olmayın, kîn tutmayın. Başınıza ne gelirse hep hôşnudlukla karşılayın. Belâlardan şikâyet, Allah'dan şikâyet etmekdir. Çünkü her fiilin hâlıkı Allah'dır" diyerek halka nasîhat edermiş. O zâtın bu nasîhatlarını defalarca dinleyen ama cehâleti ve gafleti sebebiyle Hazret'in kadr u kıymetini bilmeyen ve sözlerindeki hikmeti anlamayan bir nasîbsiz, şeytanın iğvâsına kapılarak bir plan yapmış. "Gideyim şu adamın ensesine okkalı bir tokat patlatayım da, herkes görsün bakalım, tokatı yiyince de her şey Allah'dan diyebilecek mi?" diye düşünerek, aklınca Hazret'i herkesin önünde küçük düşüreceği zannına kapılmış. Edebsiz herif hiç utanmadan gitmiş ve arkadaşlarıyla berâber bir yerde oturmakda olan Hazret'in arkasından usulca yaklaşarak ensesine bir tokat vurmuş. Hazret, başını çevirip kendisine doğru  bakınca, beklediği fırsatı bulduğunu düşünen edebsiz herif, "Ne bakıyorsun efendi? İkide birde, her şey Allah'dan, kötülükleri kullardan bilmeyin diyen sen değil miydin?" deyince Hazret şu unutulmaz cevâbı vermiş : "Elbette her şey Allah'dan, biz her şeyi Hakk'dan bilir, hoş karşılarız. Bakışımın sebebi senin zannettiğin gibi değil. Acabâ Cenâb-ı Hakk böyle bir kötülüğe hangi edebsizi âlet etti diye merâk ettiğim için bakdım" demiş.