21 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir kaç haftadan beri aynı âyetden, ma'nâ-yı Kur`âniyyeden, Allah'ın bize nasîb ettiği kadar, sizlerin nasîbi kadar sizlere teblîğ ettik, açıkladık, söyledik. Yine aynı âyetden bir mikdar daha söyleyeceğiz. Okumuş olduğum âyet yâhud Kur`ân-ı Mübîn'in herhangi bir âyetinden kıyâmet gününe kadar bütün insanlar akıllarını birleştirip, ilimlerini birleştirip anlatsalar, insanların lisânı ve ilmi tükenir fakat Allah'ın kelimâtına nihâyet olmaz.
Kur`ân-ı Kerîm, yedi ma'nâ üzerine, yedi harf üzerine nâzil olmuşdur. Yedi sınıf kimseye hitâb eder. Yetmiş, yedi yüz, yedi bin, yedi milyon, yedi milyar ma'nâsı da vardır fakat insanların akıl ve idrâk terâzîsi bunları çekemez çünkü bu ma'nâlar, akıl ve idrâk terâzîsinin mâverâsındadır. Bunlar esrâr-ı ilâhîye girer, ne kelâmla, ne de kalemle ifâde edilebilir yani ne söylemekle ne de yazmakla ifâde olunur. Bu, bir zevk mes'elesidir, Allah'a kurbiyyet yani yakınlık mes'elesidir. İttikâ ve muhabbet ile Allah'a kim yaklaşırsa, Allah onun kalbine bu lezzeti, bu zevki, bu safâyı verir. Fakat kendisine ancak kelimât kadar konuşma hakkı verilir. Dil, zevkin hepsini anlatmakdan âcizdir.
İşte az evvel söylediğim gibi, bu ma'nâları ifâde etmek için, ne kelâm kâfî gelir, ne kalem kâfî gelir. Denizler mürekkeb olsa, ağaçlar kalem olsa, semâvât ve ard kırtas yani kağıt olsa, zî-rûh yani rûh sâhibi mahlûkât da kâtib olsalar, kitâbullahı yazsalar yazsalar yazsalar, kalemler tükenir, mürekkebler tükenir, insanlar yorulur, melekler yorulur, semâvât ve ard yazmakla biter fakat kelimetullaha nihâyet olmaz.
Size ancak böyle anlatabiliriz çünkü ancak böyle ifâde edebiliyoruz.Efendi Hazretlerinin beyân ettiği bu hakîkate, Sûre-i Lokman'daki "وَلَوْ اَنَّ مَا فِي الْاَرْضِ مِنْ شَجَرَةٍ اَقْلَامٌ وَالْبَحْرُ يَمُدُّهُ مِنْ بَعْدِه۪ سَبْعَةُ اَبْحُرٍ مَا نَفِدَتْ كَلِمَاتُ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ" âyeti ile Sûre-i Kehf'deki, "قُلْ لَوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِكَلِمَاتِ رَبّ۪ي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ اَنْ تَنْفَدَ كَلِمَاتُ رَبّ۪ي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِه۪ مَدَدًا" âyetinde işâret olunmuşdur.