7 Nisan 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Malûm ya, Kur`ân-ı Kerîm'in başında Fâtiha, Fâtiha'nın başında da besmele vardır. "بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ Bismillahirrahmânirrahîm"'den sonra "اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ Elhamdü lillahi rabbi'l-âlemîn" âyeti gelir, ondan sonra da, "اَلرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ Errahmânirrahîm" âyet-i celîlesini okuruz. Dikkat edilirse bu âyetde geçen Rahmân ve Rahîm isimleri besmelede de aynen mevcûddur. Aralarında bazı farklar olmakla berâber, bu isimlerin her ikisi de Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz rahmetine işâret eder.
"Âlemler" diye tercüme edebileceğimiz "الْعَالَم۪ينَۙ el-âlemîn", bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen her şeye şâmildir. Yerde ve gökde, dünyâda ve âhiretde, ne kadar mahlûkât-ı ilâhî varsa cümlesi buna dâhildir. Cennet de, cehennem de, insanlar da cinler de melekler de. Rahmân ve Rahîm isimlerinin, "الْعَالَم۪ينَۙ el-âlemîn" lafzının hem önünde hem arkasında zikredilmesinin hikmeti, rahmet-i ilâhiyyenin her şeyi ihâta etmiş olmasındandır. Nitekim Cenâb-ı Hakk, Sûre-i A'râf'da, "وَرَحْمَت۪ي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍۜ ve rahmetî vesi'at külle şey" yani "rahmetim her şeyi kuşatmışdır" buyurmuşdur.
Bu da Sûre-i Fâtiha'nın inceliklerinden biridir. Hani hep diyoruz ya, "Kur`ân Fâtiha'da toplanmışdır, Kur`ân'da ne varsa hepsi Fâtiha'da vardır", işte size bir misâl. Kur`ân-ı Kerîm'in bir başka yerinde açıkça beyân edilen bir hakîkat, muhakkak sûretde Fâtiha Sûresinde mevcûddur ama gizlidir, örtülüdür, görmeye göz, duymaya kulak, anlamaya irfan gerekdir.