Allah'ın Rahmetinden Yüz Çevirenler

27 Haziran 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Resulullah
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Resûl-i Ekrem, sallallahu aleyhi vesellem, minbere çıkmışlar. Birinci basamağa çıkmış, "âmîn" demiş, ikinci basamağa çıkmış, gene "âmîn" demiş, sonra üçüncü basamağa çıkmış, gene "âmîn" demiş. Sonra minberde oturmuş Efendimiz. Sonra sahabeden Enes ibn Mâlik ayağa kalkmış, demiş ki, "Yâ Resûlallah, birinci basamağa basdınız âmîn dediniz, ikinci basamağa çıkdınız âmîn dediniz, sonra üçüncü basamağa çıkdınız âmîn dediniz, sonra oturdunuz. Bu âmînlerin manâsı nedir?". 
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem buyurmuş ki, "Ben birinci basamağa basdığım vakit Cebrâil bana geldi, Allah'dan selâm getirdi, 'Yâ Resûlallah senin ümmetinden bir kimse, senin ismini işitir de sana salavât okumazsa, o adam nâra girdi, hakîr oldu, zelîl oldu. Allah onu ordan kurtarsın' dedi, ben de âmîn dedim" diyor.
Resûl-i Ekrem'in ismini işittin mi salavât okuyacaksın. Salavât ne demek? Allahümme salli 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âli Muhammed. 
İkinci basamakda, Cebrâil bana geldi dedi ki, 'Yâ Resûlallah, senin ümmetinden bir kimse, Ramazân-ı Şerîf'i idrâk eder yani Ramazân ayına yetişir de, kendisini Allah'a affettiremezse, o adam zelîl oldu, nâra girdi, Allah onu ordan kurtarsın' dedi, ben de âmîn dedim".
"Üçüncü basamakda, Cebrâil bana geldi dedi ki, 'Yâ Resûlallah, senin ümmetinden bir kimse, senin ümmetinden bir kimse annesine yâhud babasına yâhud annesinin babasının hayâtına yetişir de, onlara ihsân, ikrâm edip de cennete gidemezse, yâhud onların bedduâsını alırsa, o kimse cehenneme gitdi, zelîl oldu o kimse, Allah onu ordan kurtarsın' dedi, ben de âmîn dedim" diyor Peygamberimiz, sallallahu aleyhi vesellem.
 
Dikkat ederseniz, bu hadîs-i şerîfde zikredilen üç sınıf insanın, üçünde de ortak olan bir vasıf vardır ki o vasıf hepsinin de cehenneme müstehak olmasına sebeb olmuşdur. Bu kötü vasıf, ilâhî rahmetden yüz çevirmekdir. Peki bunu nereden anlıyoruz? :
  • Birincisi, Resûl-i Ekrem Efendimiz, Cenâb-ı Hakk'ın rahmet sıfatının tecessüm etmiş hâlidir, Hakk'ın rahmeti Resûlullah ile zâhir olmuşdur. O'na muhabbet ve hürmet etmeyen kimse, Allah'ın rahmetinden yüz çevirmiş demekdir. İsm-i şerîfi anıldığında, O'na salât okumak, O'na muhabbetin ve hürmetin delîlidir. 
  • İkincisi, Ramazân-ı Şerîf, Cenâb-ı Hakk'ın rahmetinin cûş u hurûşa geldiği aydır. O ayın kıymetini bilmeyen, o aydan istifâde etmeyen kimse, Hakk'ın rahmetinden yüz çevirmiş demekdir.
  • Üçüncüsü, ana ve babaların çocuklarına şefkat ve merhameti, Cenâb-ı Hakk'ın sonsuz rahmetinin bir tecellîsi, O'nun hududsuz merhametinin bir cüzüdür. Ana-babaya itâat etmemek, onların rızâsını almamak, onları üzmek, küstürmek de, yine ilâhî rahmetden yüz çevirmek demekdir.
Gerçi Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti sonsuzdur ama O'nun rahmetinden yüz çeviren kişi, kendisini kendi eliyle ateşe atmış olur ki bu gibi kimselere hakîkaten çok acımak ve onları kurtarmak için çalışmak, uğraşmak, elimizden bir şey gelmiyorsa en azından onlar için duâ etmek lâzımdır.


Ey münzel-i Kur'ân-ı Mübîn 'âleme rahmet
V'ey hilkati insanlık için en yüce ni'met
Sıyrıldı kudûmunla ufuklardaki zulmet
Nûrunla bulundu der-i gencîne-i hikmet
Lutfeyle bu bîçâreye ey şâfî'-i ümmet
Sevgindir efendim bize sâhâ-yı selâmet

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön