26 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, Sûre-i Tâhâ'daki "وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى" âyet-i kerîmesini îzâh ederlerken şöyle buyurdular :
"وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي ve men a'rada 'an zikrî", her kim ki bizim zikrimizden i'râz etdi, biz onun maîşetini dar ederiz, dünyâda rahat bulamaz o. Sonra, bir gün gelir, irâdem var zannederken, bir de bakar ki, "Dön!" emri verilir. "اِرْجِع۪ٓي ircı'î" yani Arapça ircı', dön geri, geri dön. Fakat o pek korkunç gelir ona. Ölümü öyle bir acı olur ki.
Hattâ Cenâb-ı Allah bir âyet-i kerîmede, "وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِ velev terâ izi'z-zâlimûne fî gamarâti'l-mevt", Habîbim Ahmed Resûlüm yâ Muhammed, sallallahu aleyhi vesellem. Efendimize hitâb bize. Efennimize hitâb ile Allah bize hitâb ediyor. Siz zâlimlerin, nefislerine zulmeden zâlimlerin, kâfirlerin, hâinlerin, Allah'I düşünmeyenlerin, kıyâmeti araştırmayanların, "nerden geldim nereye gidiyorum", "niçin geldim niçin gidiyorum"u düşünmeyenlerin ölüm hâlini bir görseniz, "وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِ velev terâ izi'z-zâlimûne fî gamarâti'l-mevt". "يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَاَدْبَارَهُمْ yadribûne vücûhahüm ve edbârahüm", onların yüzlerine ve arkalarına melekler vurarak rûhlarını kabz ederler. Yüzlerine vurularak, arkalarına vurularak rûhları kabz olunur. Onunla da kalmaz iş. Ya kabirde, herkes onu bırakıp gitdiği vakitde? Götürdüler, çukuruna koydular, üstü kapandı, herkes onu bırakdı ve gitdi. Sevgilileri onu ameliyle başbaşa bırakdılar.
Sen bunu düşündün mü hiç? Yakın bir zamanda senin ve benim başıma gelecek bunlar. Evet, benim ve senin başına gelecek. Hiç kimse bundan kurtulamaz. Bir düşün hâlini. Tek başına kaldın kabrin içerisinde.
İki türlü. Bak, kabir insanı iki türlü karşılar. Birisi "hoş geldin evlâdım", diyen anne gibi. Gurbetden gelen evlâdını karşılayan anne gibi, "hoşgeldin evlâdım" gibi. "Muhammedü'r-Resûlullah" diyenleri, "Rabbim Allah" diyenleri, "Kitâbım Kur`ân" diyenleri, Allah'a kulluk edenleri, gurbetden gelen evlâdını karşılayan anne gibidir. Kâfiri ise, onu da aynen karşılar ama, bu şekilde olmaz iş, bir yumurtanın üzerine koyulan büyük bir kaya gibi, kemikleri birbirine geçer. Kim ki i'râz-ı Kur`ân eder, Allah'ın zikrinden yüz çevirir, başına bu musîbet mutlakâ gelecekdir.
www.muzafferozak.com