28 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bir şeyh dedi ki halîfesine, onu bir yere gönderiyordu, "Orada Allahlık yapmaya kalkma" dedi. "Estağfirullah" dedi, "şeyhim ben daha kulluğu öğrenemedim doğru dürüst, nereden Allahlık yapacağım". "Bu ne demekdir biliyor musun?" dedi şeyh, "herkes sana itâat etmez. Herkes seni dinlemez de. Herkes senin fikrini kabûl etmez". "Peygamberlik yapma sakın!" dedi şeyh. "Efendim, peygamberlik yapmak nasıl olur?" diye sordu. "Herkes seni sevecek zannetme. Herkes seni sevmez".
Büyük peygamberler gelmiş, onlara karşı hasımlar çıkmış. Biz o peygamberlerin tırnağı olamayız. Bizi dinleyenler dinlerler, dinlemeyen dinlemez.
Efendi Hazretlerinin bu îkâzına sebeb şu oldu. Daha önce O'nun meclisine gelen birileri, O'nun aleyhinde konuşup, bir takım tenkidlerde bulunmuşlar. Bu konuşmalara şâhid olan birisi, sanki bir marifetmiş gibi, Efendi Hazretlerine bunu haber vererek, "Zâten onlar yaramaz insanlar, tasavvufa karşılar, bizim hakkımızda peşin hükümlüler" filan diyerek o insanları tahkîr etmeye kalkınca Efendi Hazretleri bu îkâzda bulundular.
Bazen bir şeyh görüyoruz yâhud bir hoca, adam şeyh oldum diye, hoca oldum diye tekebbür ediyor. Kendisini herkesden yüce görüyor. İstiyor ki herkes ona tâbi olsun, herkes ona boyun eğsin, herkes onun sözünü dinlesin, kimse ona itiraz etmesin. Kendisine itiraz edilirse yâhud bir tenkidde bulunulursa, hemen celâlleniyor, asabîleşiyor, düşmanca bir tavır takınıyor. Bu ne kadar çirkin bir şey. Bu gibi hâller hep hamlıkdan, nâkıslıkdan ortaya çıkıyor. Halbuki kâmil insan, tekebbür etmez, mütevâzı olur, sözünü dinlemiyor diye muhâtabını hakîr görmez, düşman olmaz, herkese hüsn-i muâmelede bulunur, hoşgörür insanları. Tekebbür Allah'a mahsûs bir sıfatdır, mütekkebbir olmak ancak O'na yaraşır, kul tekebbür ederse şeytanlaşır.