20 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Kökü hakkında iki görüş vardır. Lutf kökünden geldiğini söyleyenler olduğu gibi letâfet kökünden geldiğini söyleyenler de vardır. Lutfun lugâtdeki karşılığı, nâzik ve merhametli davranmak, iyi muamele etmekdir. Letâfet kökünü esas alırsak, ince, şeffaf, hacimsiz gibi manâlara gelir. Cenâb-ı Hakk'a izâfe edildiğinde ma'nâsı iki tarafa da şâmildir. Cenâb-ı Hakk latîfidir, yani gözle görülmez, diğer hislerle anlaşılmaz, akılla ihâta edilmez, mekândan, zamandan münezzehdir. Fakat O her şeyi kuşatmışdır, her şeyi bilir, her şeyi görür, her şeyi duyar. Bu letâfet cihetidir. Yine Cenâb-ı Hakk latîfdir, yani lutufkârdır, kullarına merhametle, iylikle, yumuşaklıkla muâmele eder. Bu da lutf cihetidir. İki ciheti bir araya getiren bir manâsı daha var bu esmânın. Cenâb-ı Hakk'ın lutuflarının, nimetlerinin pek çoğu gizlidir, farkında bile olmayız biz onların. Hani şâir demiş ya, "Ol mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler" diye, tıpkı onun gibi, mahlûkât-ı ilâhiyye Hakk'ın lutuf denizinde yüzmekdedir ama farkında değildir. Yine iki ciheti bir araya getiren bir manâsı da şudur. Cenâb-ı Hakk'ın pek çok nimeti, nikmet sûretindedir. Yani celâlinde cemâli, kahrında lutfu gizlidir Allah'ın. Sûrete aldanan gâfiller nimeti nikmet, lutfu kahır, cemâli celâl sanırlar. Allah lutuflarını bu şekilde de gizler.
Kur`ân-ı Kerîm'de yedi yerde geçen bu esmâ, 99 esmâ arasında da zikredilmişdir.
Bu esmâya en çok mazhar olanlar melekler ve cinlerdir. Zîrâ gözle görülmezler, diğer hislerle de fark edilmezler. Akıl gibi, rûh gibi mücerred varlıklar da yine bu esmânın tecellîlerindendir. Maddî varlıklar arasında ise en çok havada tecellî eder bu esmâ. Hava her tarafdadır ama biz onu farketmeyiz. Hava olmasa yaşayamayız, devamlı nefes alıp veririz ama havanın farkına varmayız.
Âriflerden bir zât bu esmâ hakkında şöyle buyuruyor :
Allahu Teâlâ latîf olan her şeyden daha latîfdir. Bu yüzden Allah bütün âlemleri ihâta etmişdir. Bununla birlikte her şeyden müstağnî ve münezzehdir Allah. Görmez misin ki, hava cisimler âleminden olduğu hâlde, latîfliği sebebiyle bütün unsurları ihâta eder. Öyleyse, her şeyî muhît ve her şeyden müstağnî olan mutlak latîfin ne kadar latîf olduğunu bir düşün!
Kulun bu esmâdan alacağı hisseye gelince. Bütün mahlûkata rıfk ile muamele etmek, güleryüzlü, tatlısözlü olmak, insanlığa hizmet, yardımları gizli yapmak kulun bu isimden alabileceği hisselerdir.