5 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük mürşidlerimizden Niyâzî Mısrî Hazretleri bu esmânın ma'nâ ve medlûlü hakkında şöyle buyuruyorlar :
Zât-ı Hakk'dan ibâretdir, cemî'-i esmâ ve sıfât ile beraber. Şol haysiyyet ile ki ol kesret-i esmâ ve sıfât, vahdet-i zâta mâni' ve münâfî olmaya. Meselâ dersen ki, "Pâdişah askeriyle Bağdâd'ı almış", burada asker zikretdiğin, pâdişahın pâdişahlığına ve asker Bağdâd'ı onun emriyle ve hükmüyle aldığına mâni' ve münâfî olmaz. Bunun temsîli ancak pâdişaha mahsûs değildir, her şeyde buna misâl mümkündür. Meselâ "Şu yazıyı biz elimizle yazdık" desek, vâhidiyyetdir. Ve dahî Allah'ın rahmeti ve mağfireti ve gadabı ve intikâmı vâhidiyyetdir. "E'ûzü bi rıdâke min sehatike" demek vâhidiyyetdir. İmdi Hakk'ı bu kemâl ile mütâla'a ve müşâhede eden, "el-Vâhidü" ismini zâkirdir, gerek ise dili sâkıt olsun.