الرشيد Er-Reşîd Celle Celâluh

21 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet

Rüşd kökünden gelir. Rüşdün lugat manâsı, doğru yolu bulmakdır. Reşâd, doğru yola girmek demekdir. Reşîdin lugat manâsı ise, doğru yolda bulunan, doğru ile yanlışı ayırd edebilen demekdir. Allah'a nisbet edildiği vakit, "Her işi isâbetli, her hükmü rüşd üzere olan" manâlarına gelir. Bir manâsı da, "Doğru yolu gösteren, irşâd eden" demekdir. Aynı kökden gelen mürşid gibi. Yine bu kökden gelen râşid de aynı ma'nâya gelir. 

Bu esmâ, Tirmizî rivâyetiyle gelen esmâ-yı husnâ hadîsinde Er-Reşîd lafzıyla, İbn  Mâce rivâyetinde ise Er-Râşid lafzıyla geçer. Kur`ân'da da bu esmâya işâret vardır. Meselâ "مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ وَلِيًّا مُرْشِدًا۟" âyet-i kerîmesinde mürşid lafzıyla, "وَلَقَدْ اٰتَيْنَٓا اِبْرٰه۪يمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِه۪ عَالِم۪ينَۚ" âyet-i celîlesinde rüşd lafzıyla, "رَبَّنَٓا اٰتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ اَمْرِنَا رَشَدًا" ile, "وَقُلْ عَسٰٓى اَنْ يَهْدِيَنِ رَبّ۪ي لِاَقْرَبَ مِنْ هٰذَا رَشَدًا" âyetlerinde reşed lafzıyla bu esmâya işâret edilmişdir. 

Bu esmânın tecellîsini en çok insanda görürüz. İnsan, belli bir yaşa kadar eğriyi doğruyu ayıramaz, çocukdur, ne yapdığını bilmez. Ancak belli bir çağa geldiğinde iyiyi kötüyü ayırmaya başlar. Nitekim bunu reşîd olmak diye ifâde ederiz. Diğer bir tecellîsini, insanlara hak yolu gösteren mürşidlerde görürüz. Zâten bu esmâdan en büyük hisseyi de onlar almışdır. Hem kendileri rüşd sâhibidir, hem başkalarını rüşde erişdirirler. 

Kulun bu esmâdan alacağı hisse de iki yönlüdür. Birincisi, kendisini helâke götürecek olan şeylerle necâta götürecek şeyleri bilmesi, ayırd etmesi ve bunun gereği olarak hayırlı amellere koşması, kötülüklerden uzaklaşmasıdır. Yani hak yolda bulunması, hakdan ayrılmamasıdır. Maddî-manevî, dünyevî-uhrevî her husûsda hak üzere bulunmasıdır. İkincisi, başkalarını da iyiye, doğruya, güzele götürebilecek vasıflara sâhib olmasıdır. Halkı irşâd edebilmesidir. 

Bu esmâya dâir inceliklerden biri de şudur ki bu esmâ, meşhûr esmâ-yı husnâ hadîsinde, sondan bir evvelki esmâdır. Zîrâ bu esmâya mazhar olanlar kemâl ehlidir. Bu mazhariyyeti elde etmek gâyetle güçdür, uzun zaman çalışmak ister, mücâhede ister, aşk ister, şevk ister. Hattâ bunların hiç birisi yetmez, bir de Cenâb-ı Hakk'ın tevfikât-ı samedâniyyesine nâil olmak gerekir.

Listeye geri dön