19 Şubat 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Şâfî, şifâ verici demekdir. Şifâ vermek demek, hastayı iyi etmek, sıhhatine kavuşturmak demekdir. Hastalıklar iki türlüdür. Biri maddî, bedenî rahatsızlıklar, diğeri manevî, kalbî hastalıklardır. Cenâb-ı Hakk'ın bu esmâsı, hastalığın her iki çeşidine de şâmildir. Nitekim Kur`ânda bunların ikisine de işâret vardır. Meselâ "وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ" âyet-i celîlesi maddî hastalıklara işâretdir. Cenâb-ı Hakk bu âyetde, şifâyı kendisine izâfe etmişdir yani Şâfî-i hakîkînin kendisi olduğunu beyân etmişdir. "يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاءٌ لِلنَّاسِ" âyet-i celîlesinde ise balın şifâlı olduğu bildirilmiş yani şifânın bazı sebeblere bağlandığı beyân edilmişdir.
"قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ" âyet-i celîlesinde de manevî şifâya işâret edilmişdir. Cenâb-ı Hakk, Kur`ân'ın şifâ olduğunu ilân etmişdir. Meselâ "وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ" âyet-i celîlesinde Kur`ân'ın mü'minler için şifâ olduğu beyân edilmişdir. "قُلْ هُوَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هُدًى وَشِفَٓاءٌۜ" âyet-i celîlesi de aynı hakîkati ilân eder.
Bu esmânın tecellîlerini ve mazharlarını her dâim görekdeyiz. Doktorlar, ilaçlar, hastahâneler ve şifâya konu olan ne varsa hepsi bu esmânın tecellileridir. Meselâ hastaları okuyarak iyileştirenler de bu esmânın sırrına mazhar olmuşlardır. Tabii bunlar maddî hastalıklarla alâkalı tecellîlerdir. Bir de manevî şifâ vardır ki onun tecellîsi de Kur`ân ve ona hâmil olan mürşidlerdir. Zîrâ kalbler ancak onlarla şifâ bulur.
Bu isimden alacağımız hisseye gelince. Doktor yâhud sağlıkçı olarak bu isimden hisse alabileceğimiz gibi, hastalara maddî yardımda bulunarak, onların tedâvisine şu ya da bu yolla katkıda bulunarak da bu isimden hisse almak mümkündür. Kalblere şifâ vererek alıncak hisse ise hepsinden daha büyükdür. Zîrâ bedenin şifâsı ancak bu dünyâ hayatı için bir kıymet taşır. Halbuki kalbin şifâsı hem dünyâda hem âhiretde fayda verir insana. Nitekim "يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَۙ * اِلَّا مَنْ اَتَى اللّٰهَ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍۜ yevme lâ yenfe'u mâlun velâ benûn illâ men etallahe bi kalbin selîm" âyet-i celîlesi de bu hakîkati ilân etmekdedir.