السميع Es-Semî' Celle Celâluh

21 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Sem', işitmek, anlamak, bir dileği kabûl etmek gibi ma'nâlara gelir. Semî', işitici demekdir. Cenâb-ı Hakk'a izâfe edildiğinde, her şeyi işitici manâsına gelir. Yani Hakk Teâlâ'nın işitmediği hiç bir şey yokdur.

Bu isim Kurân-ı Kerîm'in pek çok yerinde geçer ve çoğu yerde de Alîm ve Basîr isimleriyle beraber zikredilmişdir. Bundan da anlaşılacağı üzere, bu esmâ Cenâb-ı Hakk'dan hiç bir şeyin gizli kalmayacağına delâlet eder. Âlimler bunu halka îzâh etmek için bir takım tarifler yapmışlardır. Meselâ, "Allah, gecenin koyu karanlığında kara kayanın üzerinde gezen kara karıncayı dahi görür, ayak sesini dahi işitir" demişlerdir. Maksad, Cenâb-ı Hakk'ın her şeyden haberdâr olduğunu beyân etmekdir. 

Semî' esmâsında duâlara icâbet manâsı da vardır. Cenâb-ı Hakk'ın her şeyi işitmesi demek, kendisine ilticâ eden, kendisinden yardım isteyen kullarına muhakkak icâbet etdiğini gösterir. Eğer böyle olmasa, bâtıl itikâd sâhiblerinin tapındıkları ilâhlardan ne farkı kalır? Nitekim Kur`ân'da buna da işâret vardır. Allah buyuruyor ki, " وَالَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِه۪ مَا يَمْلِكُونَ مِنْ قِطْم۪يرٍۜاِنْ تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَٓاءَكُمْۚ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْۜ". Yani "O'ndan gayrı tapdığınız ilâhlar var ya, onlar hiç bir şeye mâlik değildir, siz onlara duâ ederseniz duânızı işitmezler bile, bi'l-farz işitseler size cevâb veremezler". Buradan anlaşılıyor ki, Cenâb-ı Hakk kullarını işitmekle kalmıyor, aynı zamanda onların duâlarına icâbet de ediyor.

Bu esmânın tezâhürlerini son devirde pek çok yerde görüyoruz. Ses kayıt sistemleri var, gizli mikrofonlar, ses alma cihazları var, insanlar, kurumlar, devletler istedikleri her şeyi dinleyebiliyorlar. Bir istihbarat teşkîlâtı aynı anda yüzlerce kişinin telefon görüşmesini, yâhud başkalarıyla yapdığı konuşmaları dinleyebiliyor, hattâ kaydedebiliyor. Bütün bunların bu esmânın tecellîlerindendir işte. 

Kulun bu esmâdan alacağı hisseye gelince. Birincisi, Hakk'ın her şeyi duyduğunu bilmek ve buna göre hareket etmekdir. Böyle olursa, insan yalan söylemez, iftirâ etmez, kimsenin dedikodusunu yapmaz, küfür etmez, kötü kötü sözler söylemez. Kısacası diline sâhib olur. İkincisi, kendisine karşı söylenen haksız yâhud incitici sözlere de kulak asmaz. Neden? Çünkü Allah o sözleri de işitmekdedir ve sâhiblerine gereken cezâyı verecekdir. Üçüncüsü, insanların hattâ hayvanların taleblerine, dileklerine kulak vermek ve elinden geldiği kadar, ihtiyâç sâhiblerinin derdlerine devâ olmakdır. İnleyenlerin iniltisini duymak, yaralarına merhem olmakdır. Dördüncüsü, kalb kulağını açmakdır, hak sözü cân kulağı ile dinlemekdir. Beşincisi, mahlûkatın zikrini işitmekdir. Malum ya, kâinâtda ne varsa cümlesi Hakk'ı tesbîh eder.

Listeye geri dön