Âmennâ : Arapça "inandık demekdir İkrâr etmek : Kabûl etmek, sözünde durmak Lâ şek : Arapça "şüphesiz" demekdir Ma'rifet : Sôfiyye ıstılahıdır ma'rifetullah demekdir, "bâğ-ı ma'rifet" tabiri ile kasdedilen, bir mürşid-i kâmilin terbiyesi altında olmakdır... Bûy : Koku Semî' : Cenâb-ı Hakk'ın bir sıfatıdır, "her şeyi duyan" demekdir... Basîr : Cenâb-ı Hakk'ın bir sıfatıdır, "her şeyi gören" demekdir... Şek : Şüphe Gümân : Kuşku "El-Hakku ezhârun mine'ş şems" : Bu Arapça cümle "Cenâb-ı Hakk, güneşden daha açık görünür" demekdir...Cenâb-ı Hakk'ın bir ismi de "Zâhir" dir...Ehlullah bu bâbda "Allah, zuhûrunun şiddetinden görülmez" demişlerdir... Kelâm : Söz Takrîr : İfâde, söz Nutk-i derûn : İçten geçen, düşünce Muammâ : Bilmece, bilmece gibi kapalı Ulul'l-ebsâr : Kur'ân'da zikredilen bir tabirdir..."Basîret sâhipleri" demekdir... Hüveydâ : Âşikâr, belli Elsiz belsiz dilsiz olmak : Sôfîler arasında edeb, kelimenin harflerinden mülhem olarak "Eline, diline ve beline sâhib olmak" olarak tarif edilmişdir...Hazret bunu kasdetmekdedir... Erkekce : Buradaki erkeklikden kasdedilen Kur'ân'ın "ricâl" lafzı ile beyân ettiği erkeklikdir ki, yukarıdaki âyet-i kerîme, buna işâret eden âyetlerden biridir...Sôfiyyenin erkeklikden kasdettiği cinsiyet ma'nâsına erkeklik değil, yukarıdaki âyet-i kerîmenin meâlinde "yiğitlik" olarak tercüme edilen bir vasıfdır, kadında da erkekde de olur...