2 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Haydi size târihden bazı şeyler anlatayım. Bunu şimdiye kadar hiç işitmediniz. Ben kitapçı olmak münâsebetiyle her gün kitaplardan bir kelime öğrenirim.
Kristof Kolomb buraya geldi, pâdişâha mürâcaat etti. "Bir yeni dünyâ var, bana gemi verirseniz, asker verirseniz, o yeni dünyâyı keşf ederim ve size veririm" dedi. Pâdişâh dedi ki, "Ben tek başıma iş yapamam". Hani "Keserdi, biçerdi" diyorlar ya, yalandır öyle şeyler. Şeyhülislâm fetvâ vermeyince pâdişâh adam kesemez. Memleketde mahkeme var, kânûn var, öyle şey mi olur. Pâdişâh, "Dîvânda ulemâya, vezir-vüzerâya sorayım, bakalım onlar ne diyecekler, eğer kabûl ederlerse istediklerini verelim" dedi. Pâdişâh ulemâyı topladı ve onlara sordu, "Böyle bir yeni dünyâ varmış, bu adam da oraya gidecek, zabt edecek ve bize verecekmiş. Bizden yardım istiyor. Ne dersiniz?" dedi. Bizim ulemâ-yı benâm hazerâtı "Aman pâdişâhım, kıyâmet yaklaşdı, ne yapalım yeni dünyâyı, nerdeyse kıyâmet kopacak" dediler ve maalesef verilmedi. Kristof Kolomb buradan İspanya Kraliçesine gitti, "Senin dinini yayacağım, Sana bir dünyâ hediye edeceğim" dedi. Kadın verdi, o da gitti zabt etti.
O kitabı yazan zât-ı muhterem diyor ki, "Amerikalıların hıristiyan kalmasının sebebi, o devrin ulemâsıdır. Yarın yevm-i kıyâmetde Cenâb-ı Hakk onları mes'ûl edecek" diyor. Yaa, kitabı yazan zât işte böyle diyor.Efendi Hazretlerinin bahsettiği bu hâdise Sultan 2. Bayezid zamânında vukû bulmuşdur. Mevzubahis olan kitâb da Kethüdâzâde Menâkıbı'dır. Bu eser, 19. asrın en kıymetli âlimlerinden ve aynı zamanda büyük âriflerden Kethüdâzâde Ârif Efendi Hazretlerinin sohbetlerini ve menâkıbını ihtivâ etmekdedir.