24 Haziran 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
'Ârifin mutlak kelâmın duymaya irfân gerek
Sırr‐ı muğlâkdır gönülde zevk ile vicdân gerek
Bir hazînedir tasavvuf mâlik olmaz her hasîs
Bulmağa anı dü 'âlemde beğim sultân gerek
Dürr‐i yektâ kânını 'âlemde bulmak isteyen
Bulmaz anı nehr içinde bahr‐i bî‐pâyân gerek
Ma'rifet dâ'vâsın eden müddeî bilmez mi kim
Dildeki dâ'vâya elde hüccet ü bürhân gerek
'Ârif oldur bâşına halkı dirüp cem' eylemez
Gönlü cümle halk içinde hâk ile yeksân gerek
Kibr ü 'ucbun illetinden kurtulup sağ olmağa
Bil tabîbin ma'nâda şeyhin senin Lokmân gerek
Şöhret ıssı ma'rifet kenzini bulmakdır muhâl
Varlığın şehri senin başdan başa vîrân gerek
Ölmeden evvel ölüp kabre girip haşre çıkıp
"Mâlike'l-mülk"ün şuhûdunda gönül hayrân gerek
Nefsi tamûsun sırât‐ı şer'î ile bunda geçüp
Kalb evi hep hûr u gılmân cennet‐i rıdvân gerek
Söyleyip işittiği dahî görüp zikrettiği
Üstüvâ‐yı 'arş‐ı sırda Hazret‐i Rahmân gerek
Her kaçan tûtîlere feth‐i dehân ettik ol
Lezzetinden tûtîler sözlerine nedmân gerek
Gâh hâmûş olup dilinden kimse almaya cevâb
Gâh açılıp şâd olup güller gibi handân gerek
Gâhi üns gâh heybet gâh rü’yet gâh cemâl
Gâh sahv ü gâhi mahv gâh vücûd gâh cân gerek
Terk edüp cümle kuyûdâtı erişe sırfa ol
Sırfa erse bir gönül içi anın ummân gerek
Aradan iskât edip cümle izâfâtı hemân
Hakk vücûdu âşikâre gayrısı pinhân gerek
Çün ki ârîdir izâfatdan vücûdu dilberin
Zevk‐i küllî isteyen 'âşık dahi 'uryân gerek
Mısrıyâ terk‐i izâfât etmeğe lâyık olan
Kümmel‐i insân içinde bindebir insân gerek
Niyâzî Mısrî
Kuddise Sırruh