26 Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
'Âşıkın bir çâresi var zâr u giryândır yanar
Yâr elinden yâresi var yüreği kândır yanar
Dudağı çat çat yarılup sararup benizleri
Dışı fânî cânı bâkî dosta mihmândır yanar
Mâsivâ sevdâsına baş eğmeyen merdâneler
Dostu derdiyle hemîşe kâmil insândır yanar
Tâlibin yokdur karârı zâhidin ferdâsına
Vuslat-ı dîdâra karşu cânı kurbândır yanar
Gelmesin din zâhide 'aşk ehlinin yağmasına
Döymez 'aklı ehl-i derdin derûnu külhândır yanar
N'ola anın yoluna cümle 'âlem olsa fedâ
Mustafâ'nın 'aşkına çün baş ile cândır yanar
Yanmağa yokdur liyâkat sende çün kim urma lâf
Görücek pervâne şem'i âyin erkândır yanar
'Âr u nâmus döymez anın zâtının envârına
Çün başa sevdâsı geldi âd ile sândır yanar
'Aşk odunun vasfını bizden soran alsın haber
Kılsa germiyyet kemâli iki cihândır yanar
'Âşıkın cânı yârin pervânesidir bî-gümân
Yandığınca yanmak ister sad hezârândır yanar
Dil ne söylerdi Hudâ'nın nutku olmasa 'aceb
'Aşk odunun gör kemâlin adı 'irfândır yanar
Bülbül erincek gülün envârına durmaz dili
Dâimâ gülzâra karşu zâr u efgândır yanar
Yâre karşu yandı bağrım derd ile kaynar ciğer
Dışına bakan ne bilsin Ümmî Sinân'dır yanar
Elmalılı Sinân Ümmî
Kuddise Sırruh