Âşıklara Hemdem Aşk Sırrına Mahrem Gerekdir

8 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Mürşid
Geçen gün İsmail Hakkı Bursevî Hazretlerinin bir nutk-i şerîfini îzâh ederken, âşıkların hep kendileri gibi âşıklarla hemdem olduklarını, eğer hemdem olacak kimse bulamazlarsa inzivâya çekilerek kendilerini gizlediklerinden bahsetmişdik. Buna bir misâl olarak da Hazret-i Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî Hazretlerini vermişdik. Malum ya Hazret-i Mevlânâ, Şems-i Tebrîzî Hazretlerini bulunca onu hiç bırakmak istememiş, talebelerini ve bendelerini bırakıp hep Hazret-i Şems ile sohbeti tercîh etmişdir. Hattâ bu durum bir çok nâkıs talebe ve bendelerin hasedini celbetmiş ve çokları Hazret-i Şems'e düşman olmuşlardır. Bir gün Hazret-i Şems Konya'dan ayrılınca, Hazret-i Mevlânâ, kimseye yüz vermemiş ve inzivâya çekilmişdir. "Şems giderse Mevlânâ bize kalacak" diye düşünenler şaşırıp kalmışlardır.

Misâl olarak Şems-i Tebrîzî Hazretleri ile Hazret-i Mevlânâ arasındaki münâsebeti vermemin sebebi bunda latîf bir nükte olmasındandır. Bilindiği gibi "Şems" güneş demekdir. Güneş hem ışık hem de enerji kaynağıdır. İnsanlar güneş doğunca dışarı çıkarlar, işlerine giderler. Yolcular güneş doğunca yola çıkar, karanlıkda yol almak tehlikelidir. Güneş batınca bunların tam tersi olur, ortalık karardığı içine herkes köşesine çekilir. İşte şems-i hakîkat mesâbesindeki büyük mürşidler ile onlara bende olan âşık-ı sâdıkların hâli de böyledir.

Her nefesde bir tecellî-yi Hudâ ister gönül 
Kendine bu gurbet içre bir âşinâ ister gönül 
Hakkıyâ mahrem bulunmaz râz-ı aşka bu zaman
Halk-ı âlemden anınçün ihtifâ ister gönül
Listeye geri dön