Âşıkların Abdesti

9 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Aşk Yolu Vuslat Tarîki isimli eserlerinde buyuruyorlar ki :
Allah Azze ve Celle Hazretleri, Kur'ân-ı Kerîm'inde şöyle buyurmakdadır : "Ey mü'minler! Namaz kılmak istediğiniz zaman ellerinizi ve yüzlerinizi yıkayınız"

Demek oluyor ki, insanların bir zâhir ve bir de bâtın yüzleri vardır ve bu sebeble emr-i celîl-i ilâhî YÜZÜNÜZÜ şeklinde değil YÜZLERİNİZİ ve ELLERİNİZİ olarak şeref-sâdır olmuşdur. 

Evet, zâhir abdestinde kollar yıkanırken, bâtın abdesti olarak da şöyle düşünmeli ve : "İlâhî, kollarım rızâ-yı ilâhiyyene aykırı işler görmesin, ancak senin için tutsun, senin için yazsın, senin için çalışsın, rızâ-yı şerîfin için vursun. Ellerimi ve kollarımı kötüye kullanmayacağıma, kötü şeyler yazmayacağıma, kimseye haksız yere vurarak incitmeyeceğime, çalmayacağıma" diye niyyet ederek Hakk'a söz vermelidir. Ayrıca, defterinin sağ yanından ve sağ eline verilmesini, ellerine cehennem kelepçeleri takılmamasını, cehennem ateşine atılmamasını, hasret ateşi ile yakılmamasını da tazarrû ve niyâz etmelidir.
Zâhir abdestinde baş meshedilirken, bâtın abdesti olarak da şunları düşünmeli ve : "İlâhî, başıma îmân tâcını giydirdin, o muazzam tâcı ebediyyen başımdan alma, beni îmânsızlar gürûhu arasına salma" diye yalvarmalıdır.

Ensenin ve kulakların mesh olunarak zâhir abdestine devam edilirken, bâtın abdesti olarak da şunları düşünmeli ve : "Yâ Rab, kulaklarıma Hakk kelâmından gayrı sözler işittirme, sevmediğin sözleri bana duyurma, bu dünya âleminde en büyük bir lutuf olarak bana "Ey Mü'min!" hitâb-ı kerâmeti ile hitâb buyurduğun gibi, yarın kıyâmet gününde de bu kerîm hitâb ile beni şâd eyle. Zât-ı ulûhiyyetine kulluk şeref ve imtiyâzını yüklediğin boynuma, küfür ve nifak yüklerini, günâh ve isyân hamûlelerini yükleme, boynuma cehennem bukağılarını ve zincirlerini vurdurma" diye niyâzda bulunulmalıdır.

Zâhir abdestinde ayaklar yıkanırken, bâtın abdesti olarak da, şunları düşünmeli ve : "Yâ Rab, şu ayaklarımı hidâyet yollarında sâbit ve dâim eyle, rızâ-yı ilâhiyyene, rıdvânına, cennet ve cemâline giden yoldan ayaklarımı kaydırma, sırât-ı müstakîm üzere doğru yolda son nefesime kadar yürümeyi nasîb ve müyesser eyle. Söz veriyorum rızâ-yı şerîfin olmayan yerlere gitmeyeceğim, her zaman ve her mekânda ancak rızâ-yı ilâhiyyene doğru seyredeceğim" diye de niyâz edip Hakk'a söz vermelidir.
Bütün bunları aynen ve harfiyyen yerine getirerek zâhir abdesti alan âşıklar, aynı zamanda bâtın abdesti de almış bulunurlar, her iki abdesti de tamamlamış cem' etmiş olurlar. Abdeste başlarken BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM ve sonunda ELHAMDÜLİLLAH diyen ve her uzvunu yıkarken Kelime-i Tevhîd ve Kelime-i Şehâdet'i tekrâr edenler, zâhir ve bâtınları ile Allahu Teâlân'ın rızâ-yı şerîfine muvâfık tam bir abdest almış olurlar ki, bu abdest âşıkların abdestidir. Zâhidler, yalnız su ile zâhir abdesti alır ve elbette me'cûr olurlar. Oysa, âşıklar zâhir ve bâtın abdesti alırken, gözyaşlarını abdest suyuna karıştırarak, gönüllerinde aşk ateşi ile ısınmış ve hatta kaynamış gözyaşı ile abdest almış olduklarından kurb-ı sultân olurlar, vâlih ü mest ü hayrân kalırlar.
Nefsdir âlûde-i hırs u hevâ
Var dürüş pâk ide deryâ-yı fenâ
Pes yugıl iki cihândan dest ü rû
Câiz ola Hakk ile tâ güft ü gû

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön