2 Eylül 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Habîb-i Hudâ, Resûl-i Kibriyâ, Serdâr-ı Enbiyâ, İmâm-ı Etkiyâ, Şefî'-i Rûz-i Cezâ, aleyhi ekmelü't- tehâyâ Efendimiz cemaate imâm olarak kıldırdığı farz namazları uzatmaz, hafif kıldırır fakat hânesinde kıldığı namazları uzun uzun kılardı. Bilhassa gece namazını uzatır, sabahlara kadar namaz kılardı. Hattâ uzun süre kıyamda durmakdan mübârek ayaklarının şiştiği ve Sûre-i Tâhâ'nın başındaki "مَا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى / Mâ enzelnâ 'aleykel kur`âne li teşkâ / Biz Kur`ân'ı sana meşakkat olsun diye indirmedik" âyet-i kerîmesinin de bu sebeble nâzil olduğu bilinmekdedir.
Ehlullah hazerâtı, Resûl-i Ekrem Efendimizin vârisleri olup, her hâl ve hareketlerinde O'nun izinden gittikleri için onlar da gece namazına pek ehemmiyet vermişlerdir. Gece namazına çok düşkün olan Allah dostlarından biri de Tarîkat-ı Aliyye-i Cerrâhiyye'nin pîri Nûreddîn Cerrâhî Hazretlerdir. Hazret-i Pîr, gece namazını hiç terketmemiş ve en az on iki rekat kıldığı gece namazını bazen yüz rekata kadar da arttırırmış. Üstelik bu namazı, Fâtihâ'dan sonra ilk rekatda bir, ikincide iki, üçüncüde üç, yüzüncü rekatda yüz ihlas-ı şerîf kırâat etmek sûretiyle kılarmış.
Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni