10 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

NUTK-İ ŞERÎF
A şeker dudaklı güzel! Oruç mevsimi yine geldi işte
Ne sarılmak var artık ne başka bir şey var şimdi
Yemeyi içmeyi bırak da oturup seyre dal şimdi
Kevser havuzunun kıyısında binlerce dudakları kurumuş susuzu seyret
Oruç ateşse sen arı duru suya bak testiye değil
Ateş gibi şarap aklına fikrine bir tazelik bir açıklık verir elbet
Kocakarı ağladı mı oruç pâdişâhı güler
Işığın gönlü genişleyince mumun bedeni küçülür
Aşıkların yüzleri safranlaşır cân ile aklın yüzleri ise kızardıkça kızarır al al olur
Şişenin dışına bakma sen kadehin içine bak
Hepsi de sarhoş olmuş Ramazan akıldan gitmiş
Sâkîmizin odasında kapıya halkayı vurmuşuz
Sanki mahşer kuruldu da bizi sarhoş görünce ellerini ısırmaya başladı hele hele diye başını sallamaya başladı
Sarhoşsun hoşsun dedi şaraba tapıyorsun dedi kim demiş şeker orucu bozar diye?
Şeker Îsâ'nın dudaklarından verildi mi ölüyü bile diriltir
Hem de öyle bir diriltir ki Münker'le Nekir'in bile zevkden ağızları açık kalır
Yıkılmış yerlere serilmişsen sarhoşsan bana gel benimsin sen
Sevgiliden mahmûrsan mahmûr mahmûr sözler duy benden
Ne de hoşsun ne de hoş huyun var acabâ hangi gün doğdun sen?
Kader kalemi hangi elle böyle resim gibi yaptı seni?
Bedenin yücelik perdesi o perdenin ardında binlerce cennet var
Onlarda da şekerler ay yüzlüler var hepsi de ay gibi pırıl pırıl
Hadi a şeker dudaklı çalgıcı sesi yıldızlara çıkar
Çünkü pâdişahımız hoş bir sûretde avdan gâlib olarak döndü
Senin sâyende her sabâh bayrâm her gece Kadir Gecesi
Kalkın! Yılda bir gececik gelen Kadir Gecesi değil bu
Sözü sen söyle çünkü sen cânsın gökyüzünün hikâyelerini anlat
Senin sözlerin dupduru ve berrak benim sözlerimse bulanık ve muğlak
Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
ÎZÂH
Başdan sona remzlerle dolu olan bu nutk-i şerîf, aşk-ı ilâhî ile yanmış ve likâullah hasretiyle kavrulmuş olan âşıkların orucunu beyân etmekdedir. Bu oruç avâmın orucuna hiç benzemez. Zîrâ avâm oruç tutunca yüzü solar, rengi sararır, keyfi kaçar, suratı asılır. Halbuki oruç tutan âşıkların yüzleri al al olur, oruç âşıklara büyük bir zevk ve neş'e verir. Bu neş'e, Hakk'dan kendilerine teveccüh eden tecelliyâtdan ileri gelir. Avâm, bayramı iple çeker, herkes bir an evvel bayram gelse de yemeye-içmeye başlasam diye düşünür. Âşıkların derdi ise ma'şûka kavuşmakdır. Onların bayramı ancak Hakk'a vuslat ile olur.