Âşıkların Semâ'ı Niçin Uzun Sürer?

4 Mart 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Menâkıbü'l-Ârifîn'de geçen menkıbelerdendir :

Bir gün Muînüddîn Pervâne, büyük bir toplantı tertîb etmiş ve bütün ileri gelenleri davet etmiş. Sultân Rükneddin de oraya gelmiş. Semâ', gündüz başlamış gece yarısına kadar sürmüş. Semâ' bu kadar uzayınca, sultânın beline ağrı girmiş. Pervane'nin kulağına eğilmiş gizlice şöyle demiş, "Semâ' dursaydı da biraz dinlenseydim" demiş. O daha bunu der demez, Hazret-i Mevlânâ hemen semâ'a son verip oturmuş. Yalnız Şeyh Abdurrahman Şeyyad semâ'a doyamadığı için naralar atarak semâ'a devâm ediyormuş. Sultânın buna çok canı sıkılmış, yine Pervâne'nin kulağına fısıldamış, "Bu derviş ne utanmaz bir kimsedir. Mevlânâ oturdu bu hâlâ sanki hâl, ona Mevlânâ'dan daha çok galebe etmiş de bir türlü sükûnet bulmuyor" demiş. Sultânın bu sözü de Mevlânâ'ya malûm olunca, buyurmuşlar ki, "Siz, sadece içinizde oynayan ve sizi kulağınızdan tutup denî dünyâya çeken küçük bir kurt sebebiyle bu kadar kaynaşıyor, huzûr bulamıyor, bir ân bile velîlerin sohbetine tahammül edemiyorsunuz. Bir kimsenin içinde ağzı açık bir ejderha bulunursa ve bu ejderha yüce âleme yükselmek isterken, o kimseyi de en yüksek yere sürüklemek isterse, o kimse nasıl rahat edebilir?". Orada bulunan bendegân hep beraber nara atıp neşelenmişler. Sultân Rükneddin de iki defa Hazret'in kerâmetini müşahede edince, tam bir samîmiyyetle baş koyup mürîd olmuş.
Dost elinden içmişimdir câm-ı 'aşk-ı ahmeri
Şöyle mestem lâ-yezâl anmazam âb-ı kevseri
Nûş edelden ol mey-i 'aşkı ki serhoş olmuşam
N'ola ben mahmûru şâhâ yazsa 'aşkın sâgarı

Listeye geri dön