Âşıkların Zikriyle Müslüman Olan Râhip

17 Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri anlatırlardı :
Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri, bendegânı ile berâber hacca giderlerken yolda Kudüs-i Şerîf'i ve Tûr-i Sînâ'yı da ziyâret etmişler. Hazret-i Mûsâ aleyhisselâmın, Rabbü'l-âlemîn ile konuşduğu yere varmışlar. Makâm-ı Mûsâ'da bir müddet durup, duâ ve niyâzda bulunmuşlar. O yüce makâmın heybet ve kudsiyyeti ile vecde gelen Hazret-i Cüneyd, mürîdleri arasında bulunan güzel sesli bir zâta bir kasîde okumasını ricâ etmişler. O zât kasîde okurken, Hazret-i Şeyh ile dervîşleri aşk u şevke gelip vecd içinde semâ' etmeğe başlamışlar. Bu sırada, orada bulunan bir râhip, onların bu hâline şâhid olup onlara hayrân olmuş ve "Ey Ümmet-i Muhammed!" diye yüksek sesle bu âşıklar kervânına seslenmiş. Fakat vecd içinde bulunan dervîşler râhibin bu seslenişini hiç duymamışlar. Râhip, üç defa seslendiği halde yine de hiç birisinden bir cevap alamamış. Zîrâ hepsi de vecd içinde, kendilerinden geçmiş, âdetâ başka bir âlemde bulunuyorlarmış. Râhip, bakmış ki sesini duyuramıyor, onlara doğru yürümeye başlamış. İyice yaklaştığında, dervîşler semâ'dan fâriğ olmuşlar. O zaman, râhip bu âşıklar cemâatine sormuş : "Sizin üstâdınız kimdir?" demiş. Hazret-i Cüneyd-i Bağdâdî, "Aramızda fark yokdur" dediyse de râhip ısrâr etmiş, "Elbette içinizde bir üstâdınız, bir efendiniz vardır, lütfen bana onu gösterin" demiş. Dervîşler, Hazret-i Cüneyd'i göstermişler. Râhip ile Hazret-i Cüneyd arasında şöyle bir konuşma geçmiş. 
Râhip, "Yaptığınız bu semâ'ı bütün müslümanlar yapar mı yoksa bu belli bir zümreye mi mahsûsdur?" diye sormuş. Hazret-i Cüneyd, "Bu yaptığımız semâ'ı Ümmet-i Muhammed arasında yalnız âşıklar zümresi yapar" buyurmuşlar. Râhip, "Peki siz bu semâ'ı ne niyetle yaparsınız?" diye sormuş. Hazret-i Cüneyd, "Allahu Sübhânehu ve Teâlâ Hazretlerini sevdiğimizden, ona karşı duyduğumuz aşkdan ve onu zikretmekle aldığımız şevk, haz ve ferahımızdan semâ' ederiz" buyurmuşlar. Râhip : "Pek bu semâ' esnâsında, Allah'ın esmâsını yüksek sesle zikretmenizin sebebi nedir?" diye sormuş. Hazret-i Cüneyd : "Biz bunu Allahu Azîmü'ş-Şân'a kulluk niyeti ile yaparız. Hakk Teâlâ, rûhlar âleminde bütün rûhlara 'Elestü bir rabbiküm' yani 'Ben sizin Rabbiniz de­ğil miyim?' diye hitâb buyurduğunda, rûhlar, 'Belâ şehidnâ' yani 'Evet sen bizim Rabbimizsin, biz şâhidiz' dediler" buyurmuşlar. Râhip, "Doğru söyledin yâ Şeyh! Ver bana o mübârek elini" diyerek Hazret-i Şeyh'in elini tutmuş ve oracıkda Kelime-i Şehâdet getirerek şeref-i îmân ile müşerref olmuş. 
Bu sefer Hazret-i Cüneyd-i Bağdâdî râhibe sormuş, "Benim doğru söylediğimi nereden bildin?" demiş. Eski râhip, yeni mü'min, şu cevâbı vermiş : "Ben, İncîl-i Şerîf'de 'Ümmet-i Muhammed'in âşıkları dervîş hırkası giyerler, ekmek kırıntılarını yerler, aza kanâat ederler, hâllerine râzı olurlar, Allahu Teâlâ'yı severler ve onu anarken ferahlanır ve büyük bir haz duyarlar. Onlar, Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerinin âşıklarıdırlar. Allah aşkıyla vecde gelirler ve Allah yoluna rağbet ederler. Allahu Teâlâ'dan korkarlar ve her işlerinde Allah'ın rızâsını ararlar' diye gördüm. Bütün bu saydığım sıfatların hepsini de sizde ve dervîşlerinizde gördüğüm için şeref-i islâm ile müşerref oldum elhamdülillah" demiş.
Tıfl-ı câna şehd-i 'aşkı kıl gıdâ
Vâsıl olgıl rütbe-i merdâna tâ
Lezzet almak ister isen dâimâ
Zikr-i Hakk'a cân ü dilden tâlib ol

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön