11 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Aşk, saf bir suya benzer. Nasıl ki saf bir su, döküldüğü kabın şeklini, rengini ve kokusunu alırsa, aşk da, teveccüh ettiği kişinin hâline göre tezâhür eder. Nefsini tezkiye etmemiş bir insanın aşkı, kirli bir şişeye konan suya benzer. Bu yüzden bu gibi kişilerde aşk, şehvet olarak zâhir olur. Halbuki nefsini ıslâh etmiş bir kimsede aşk, aşk-ı ilâhîye dönüşür.
Efendi Hazretleri "Hayvanlar da aşkdan anlarlar ancak hayvanlardaki aşk, şehvet sûretinde zâhir olur" buyururlardı.Aşk, mecâzî de olsa, kudsîdir, mukaddesdir. Fakat bu kudsiyyeti muhâfaza etmek için hudûdullaha riâyet etmek şartdır. Eğer Allah'ın hudûduna riâyet edilmez de, iş şehvete dökülürse, aşk sâfiyetini ve kudsiyetini kaybeder, behîmiyyete döner. Böyle behîmî duygularla aşka mübtelâ olanlar arzularına nâil olunca sevdiklerini terkederler. Çünkü arzularına kavuşmuşlar ve şehevî duygularını tatmîn etmişlerdir. Bu gibi kişiler, sevdiklerini iddiâ ettikleri insanları öldürebilirler de. Dünyânın her yerinde sıkça görülen aşk cinâyetleri hep bu şehvet düşkünlerinin marifetleridir.