Aşk Namazı

2 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf

NUTK-İ ŞERÎF

Ey aşk imâmı! Mâdem sarhoşsun, tekbîr getir ve iki elini yanına sal. Varlığından vazgeç, benliğini terk et.
Vakit bekliyordun, acele ediyordun ya! İşte namaz vakti geldi. Haydi kalk, hâlâ niçin oturuyorsun?

Gerçek kıbleyi bulurum ümidiyle yüzlerce kıble düzüp koşmakda, o güzelin aşkıyla yüzlerce puta tapmakdasın.
Ey cân, birazcık yüksek uç, yüksek uç ey buyruğuna cânların kul olduğu sevgili çünkü ay yücelerde, gölge ise aşağılardadır.

Her kapının yoksulu gibi her kapıya vurup durma öyle. Elin üstün, kuvvetin çok, sen gökkubbenin kapısındaki halkayı çal.
Gökyüzünün kadehi seni o hâle getirdiyse, kendinden bile geçdiysen
âleme de bîgâne ol.

Sana "nasılsın, nicesin" deyip duruyorum ama göze görünmeyen, söze gelmeyen câna nasılsın, ne âlemdesin diye kim sorabilir?
Bu gece sarhoşsun, yıkılmışsın, fakat sabah olsun da gör bak, ne tulumlar deldin, ne şişeler kırdın sen.

Fakat her kırdığın şişeye karşılık yine de sâna dayanırım ben.
Çünkü yüzbinlerce çeşit kırılmışı onarıp düzen yine sensin.

Ey cânımızın içinde gizli şekiller yapan ressam. Senin aydan, güneşden başka daha yüzbinlerce resimlerin var.
Bir kapıyı kaparsan yüzlerce kapı açarsın, bir gönlü çiğner geçersen yüzlerce can, yüzlerce gönül bağışlarsın.

Deli oldum ben, ne söylersem deliliğimden söylüyorum hep. 
Elest mahremiysen sen de yürü ve delice sözlerime karşı "evet evet" de.

Mevlânâ Celâleddin Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
Listeye geri dön