7 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Aşk, öyle bir nûrdur ki, onu Allah her kula vermez. Bunu bir kıssayla haber verelim. İstanbul'da Bayezid Câmisi, büyük bir câmi-i şerîf, bu câmi, İstanbul'u Türklere alıp veren Sultân Fâtih'in oğlu 2. Bayezid'in yapdırdığı câmidir. Bu câmi ilk yapıldığı vakitde resm-i küşâdında, o devrin Halvetî şeyhlerinden Cemâl-i Halvetî Hazretleri ki, yüksek bir makâm sâhibi ve kalblerin mahbûbudur, o zâta vermişler resm-i küşâdını câminin. Ve kürsüye çıkmış, tabii karşısında pâdişah ve sadrazam ve vezîrler ve askerî erkân ve ulemâ ve meşâyih, bütün halk hep câmide toplanmış. Tam söze başlayacağı esnâda, halkın içerisinden bir zât, parmağını kaldırmış, dedi, "Şeyh Efendi, söze başlamadan evvel, sizden bir şey ricâ edeceğim. Eşeğim kayboldu, İstanbul halkının ekserîsi burada bulunuyor, acaba gören var mı eşeğimi, cemaate sorar mısınız?" dedi. Şeyh halka hitâb ederek dedi ki, "Efendiler! İçinizde hiç bir şeye âşık olmayan, aşk nedir bilmeyen, sevgiden anlamayan kimse var mı? Sevgi nedir, aşk nedir bilmiyor ve hiç bir şeye âşık olmamış hayatında ve kalbini hiç bir şeye bağlamamış. Böyle bir kimse var mı içinizde?" diye sordu. Kalabalığın içerisinden bir adam ayağa kalkdı, dedi ki, "İşte aradığınız adam benim. Yani ben, aşk nedir, sevgi nedir, muhabbet nedir bilmem ve kalbimi bir şeye bağlamadım". Bir zât, bir zât, bir zât daha kalkdı ayağa, aynı sözleri söylediler. Dört kişi. O kadar kalabalığın içerisinde böyle dört kişi çıkdı bu şekilde. O vakit Şeyh, döndü eşeğini kaybeden zâta, "Kalk ayağa" dedi, "Sen bir eşek kaybetdin ben sana dört eşek buldum. Al bunlara semer vur, götür dışarıya" dedi.