3 Ağustos 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine bir Amerikalı sordu, "Hakîkî aşkı nasıl bilir insan?" dedi. Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İnsan bir şeye âşık olursa, hakkıyla âşık olursa, her yerde onun cemâlini görür, herkesi ona benzetir, her yerde onu görür ve her yerde onu anar. Kula olsun, Allah'a olsun, hakkıyla âşık olanlar, her yerde sevgilisini görür, sevgilisinden başka güzel yokdur. Hep onu söyler. İster aşk-ı mecâzî olsun, ister aşk-ı hakîkî olsun. İnsana lâyık olan bir sıfatdır. Aşk yalnız Şeytan'da yokdur. Kimde aşk yoksa o şeytan olur. Eşeğin bile aşkı vardır, yeşil ota.
Hakkıyla âşık olduğu vakitde her yerde Hakk'ı görür, her işde Hakk'ın sanatını müşâhede eder. Bir yaprağı koparamaz. Çünkü sevgilisini onda da görür.
Bu aşk faslını ben sizinle biraz konuşmak isterdim ama San Franciscolular, fakat vaktimiz dar bizim.
Onların aradığı aşk-ı hakîkî kimde tecellî eder, nerede bulunur? Aşk bir yağmura benzer. Gül bahçesine düşerse eğer, orasını mis gibi kokutur. Eğer kötü bir yere düşerse, orayı kokutur, fenâ kokular yapar. Sûretâ insan olup hakîkatde hayvan olanlarda aşk, şehvet olarak tecellî eder. Çünkü aşk bir şarap gibidir. İnsanın vücûdu da bir kap gibidir. Şarap o kaba girdiği vakitde, o kabın şekli neyse, o şekli alır. Eğer nefsini ıslâh edip de insan olduysa, zâhiri insan olduğu gibi bâtını da insan olduysa, o vakit hakkıyla aşkı bulur. Eğer kap bozuksa, eğri büğrü ise eğer, aşk oradan öyle tecellî eder. Eğer hakîkî aşkı arıyorsa, kabını düzeltsin. Acaba anlatabildik mi?
www.muzafferozak.com