15 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Cenâb-ı Hakk ve Kâdir-i Mutlak olan Allah Celle Celâluhû Hazretleri, kâinâtı aşk ile halk etmişdir, aşk için halk etmişdir, aşk ile halk etmişdir ve sevgililerini insanlardan seçmişdir.
Allah ile kul arasındaki muhabbet ve aşkın bidâyeti Allah'dandır. Allah bir kulu sevecek mi, önce onun kalbine kendi aşkını atar, sonra o kul Allah'ı sever. Karşılıklı bir muhabbet başlar. Allah ile kul arasındaki bu muhabbet, lisân ile ta'rîf olmaz.
Allah sevdiğini de semâvâtda bulunan meleklerine şöyle i'lân eder : "Ben filan kimseyi sevdim siz de onu seviniz". Yine Cenâb-ı Hakk, meleklerin başı olan Hazret-i Cebrâil aleyhisselâma, "Kürre-i arda da seslenin, Allah filan kulunu sevdi, siz de seviniz" buyurur. Bunun üzerine semâda ve ardda olan bütün mahlûkât-ı ilâhiyye o zâta teveccüh ederler ve hepsi onu severler.
Allah'ın sevdiği o kul, böylece mahlûkât içinde mahbûb olur ve Hakk'la kâim olur. Aşk onu öyle bir hâle koyar ki, Hakk ile Hakk olur, kendi özünü bilir ve nereye baksa Hakk'ı görür. Zîrâ bu âlemde Hakk'ı görmeyen a'mâdır, yarın öteki âlemde de a'mâ olacakdır yani Hakk'ı göremeyecekdir.
Bidâyet aşk ile başlamış, nihâyet aşk ile vuslat bulmuşdur.