Ayasofya Niçin Müze Oldu?
5 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
 |
| Ayasofya Cami-i Şerîfi (Müze olmadan önce) |
Ayasofya Camisinde cemaat olmadığından dolayı, kapadılar, müze yapdılar. Ayasofya'nın etrâfı müslüman mahallesi olduğu halde cemaat yok! Sabah namazında iki kişi, onlar da imamla müezzin, öğlen namazında dört kişi, ikindi namazında beş kişi, akşam namazında bir kişi, yatsıda imamla müezzindan başka hiç kimse yok. Sonra kapadılar, madem cemaat yok hiç olmazsa para toplarız dediler ve müze yapdılar.Efendi Hazretleri, Bayezid Cami-i Şerîfini kasdederek, buyurdular ki :
Bizim burası da öyle. Sabahleyin gel de bak. İmamla müezzinden başka kimse yok. İyi ki burayı kapamıyorlar, iyi ki burayı da müze yapmıyorlar.Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Neden sabahları kalkmıyorsunuz? Niye camilere gelmiyorsunuz? Camilerin kapanmaması için camilere gidiniz. İbâdet yapınız. Allah'a secde ediniz, rükû' ediniz, kıyâm ediniz, kuûd ediniz ki Allah'ın sevdiği kullardan olasınız. Bizim kul olarak vazîfemiz budur. Allah Kur`ân'da "وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ ve mâ halaktül cinne vel inse illâ li ya'budûn" buyuruyor. "illâ li ya'budûn"un tefsîri "illâ li ya'rifûn"dur. Ma'nâsı, "Ben cinleri ve insanları beni bilip bana ibâdet etsinler diye halk ettim" demekdir. Allah'ı bilmeyince Allah'a ibâdet edemezsin. Biz Allah'ı bilmiyoruz. Biz Allah'ı "allahaısmarladık" der gibi biliyoruz.Ayasofya'nın müze yapılmasına içerleyip, oturdukları yerden hamâsî nutuklar atarak mangalda kül bırakmayanlar acınacak hâldedirler. Çünkü bunlar cemaate gitmedikleri için, bir çok selâtîn câminin fiilen müze hâline geldiğinin farkında değillerdir. Zîrâ bu câmileri müze gibi ziyâret eden turistlerin sayısı, vakit namazlarına giden müslümanların sayısından fazladır.
Efendi Hazretlerinin Ayasofya hakkındaki sözlerini anlamayan bazı ahmaklar hemen saldırıya geçiyor, "Vay efendim, Ayaysofya'nın kapanmasının cemaatle ne ilgisi varmışmış, şu sebeble kapanmış, bu sebeble müze olmuş, biz bunu bilmeyecek kadar aptalmıymışız" filan. Bu gibi laflar eden sersemler, şunu bilmiyorlar ki her hâdisenin bir zâhiri bir de bâtını vardır. Avam hep zâhire bakar, hep işin zâhiri hakkında konuşur, zâhire göre fikir yürütür. Ârifler ise bâtını görürler, her işin hakîkatine nüfûz ederler ve her işin hikmetine dikkat çekerler.
Her nimetin devâmı şükre bağlıdır. "ve bi'ş-şükri tedûmü'n-ni'ami küllühâ". Allah Resûlünün sözüdür bu. Şükrü edâ edilmeyen nimetler insanın elinden alınır. İster maddî olsun bu nimet ister manevî. Câminin şükrü cemaate devâm etmekdir, içinde ibâdet etmekdir, Kur`ân okumakdır, namaz kılmakdır. Câmiye gidilmezse, cemaate devâm edilmezse, Allah o camiyi alır. Nasıl alır? Düşman eliyle alır, dost eliyle alır, yâhud depremle alır, selle alır yâhud başka bir felâketle alır.